İŞ HUKUKU
İş Hukuku, çalışanların hukukudur. Çalışanlar bağımlı
ve bağımsız çalışanlar olarak ikiye ayrılır. Bunlar; bağımsız çalışanlar (kendi
adına) ile bağımlı çalışanlardır. Bağımlı çalışanlar kavramına işçiler dışında,
memurlar ve sözleşmeli personel de dahil olmasına rağmen, İş Hukuku sadece işçilerle işverenler
arasındaki ilişkileri düzenlemektedir.
Bunlardan biri, tek bir işçinin çalışma koşulları ve
haklarına göre hüküm ve düzenlemelerin yer aldığı Bireysel (ferdi) İş Hukuku,
Diğeri ise; işçilerin grup halindeki sendika kurma,
örgütlenme, toplu iş sözleşmesi yapma gibi faaliyetlerinin düzenlendiği
Kollektif (toplu) İş Hukukudur.
Toplu İş Hukuku alanındaki temel kanunlar;
1)05.05.1983 tarihli, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu,
2)05.05.1983 tarihli, 2822 sayılı Toplu İş
Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunudur.
Sendikalar Kanunu; Çalışma ilişkilerinde ekonomik ve
sosyal hak ve menfaatlerin korunması ve geliştirilmesi için işçiler ve işverenler
tarafından meydana getirilen sendikalar ve konfederasyonların kuruluşu,
teşkilatı, faaliyeti ve denetlenmesi esaslarını düzenlemektedir.
Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu ise;
İşçilerin ve işverenlerin karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve
çalışma şartlarını düzenlemek üzere, toplu iş sözleşmesi yapmalarının,
uyuşmazlıkları barışçı yollarla çözümlemelerinin ve grev ve lokavtın esas ve
usullerini tespit etmektedir.
Ferdi İş
Hukuku alanındaki temel kanunlar ise;
1)10.06.2003 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak
yürürlüğe giren 4857 sayılı İş Kanunu
2) Gemiadamları ve bunların işverenleri arasındaki
hizmet akdini düzenleyen 20.04.1967 tarihli, 854 sayılı Deniz İş Kanunu
3)Basın mesleğinde çalışanlarla çalıştırılanlar
arasındaki münasebetleri düzenleyen 13.06.1952 tarihli, 5953 sayılı Basın İş
Kanunu’dur.
Bu ana kanunlar dışında, Borçlar Kanunu, Hafta Tatili Kanunu, Ulusal
Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun, Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu,
Umumi Hıfsızsıhha Kanunu, Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu gibi pek çok
kanun, tüzük ve yönetmelik ferdi iş hukuku alanındaki mevzuatı oluşturmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu, 1971 tarihinden buyana
uygulanmakta olan 1475 sayılı İş Kanununun yerine çıkarılmış olup, esnek
çalışma modellerini öngörmüş olması nedeniyle, tam zamanlı çalışma sistemine
göre yapılmış olan 1475 sayılı Kanundan oldukça farklı düzenlemeler
içermektedir.
Dokuz bölümden oluşan İş Kanununun;
Birinci bölümünde “Genel Hükümler”
İkinci bölümünde “İş Sözleşmesi, Türleri ve Feshi”
Üçüncü bölümünde “Ücret”
Dördüncü bölümünde “İşin Düzenlenmesi”
Beşinci Bölümünde İş Sağlığı ve Güvenliği”
Altıncı Bölümünde “İş ve İşçi Bulma”
Yedinci Bölümünde “Çalışma Hayatının Denetimi ve
Teftişi”
Sekizinci Bölümünde “İdari Ceza Hükümleri”
Dokuzuncu Bölümünde ise, “Çeşitli, Geçici ve Son
Hükümler”
düzenlenmiştir.
İş Kanununda Yer Verilen Ana Kavram
ve Tanımlar
İşçi; Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye
işçi denir.
İşveren; işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel
kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren denir.
İş İlişkisi; işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş
ilişkisi denir.
İş
Sözleşmesi; Bir tarafın (işçi)
bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi
üstlenmesinden oluşan sözleşmedir.
İşyeri; İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek
amacıyla maddî olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği
birime işyeri denir.
İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile
nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler
(işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma,
muayene ve bakım, beden ve meslekî eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve
araçlar da işyerinden sayılır.
İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar
ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür.
İşveren
Vekili ; İşveren adına hareket eden
ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere işveren
vekili denir. İşveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı işlem ve yükümlülüklerinden
doğrudan işveren sorumludur.
Asıl
İşveren-Alt İşveren İlişkisi; Bir
işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı
işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik
nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği
işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş
aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi
denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile
ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu
toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte
sorumludur.
Asıl
işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam
ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde
çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel
olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul
edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi
sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle
uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez.
İş Kanununun Kapsamı ve Uygulama Alanı
İş Kanunu, 4 üncü maddesinde sayılan istisnalar
dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren
vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.
Aşağıda sayılı iş ve işyerlerinde İş Kanunu hükümleri
uygulanamaz.
- Deniz ve hava taşıma
işlerinde,
- 50'den az işçi
çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde
veya işletmelerinde,
- Aile ekonomisi
sınırları içinde kalan tarımla ilgili her çeşit yapı işleri,
- Bir ailenin üyeleri
ve 3 üncü dereceye kadar (3 üncü derece dahil) hısımları arasında dışardan
başka biri katılmayarak evlerde ve el sanatlarının yapıldığı işlerde,
- Ev hizmetlerinde,
- İş sağlığı ve
güvenliği hükümleri saklı kalmak üzere çıraklar hakkında,
- Sporcular hakkında,
- Rehabilite edilenler
hakkında,
- 507 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Kanununun 2 nci
maddesinin tarifine uygun üç kişinin çalıştığı işyerlerinde.
İş Sözleşmesinin Çeşitleri:
1- Sürekli ve Süreksiz İş Sözleşmeleri
Nitelikleri
bakımından en çok otuz iş günü süren işlere süreksiz iş, bundan fazla devam
edenlere sürekli iş denir.
Bu Kanunun 3, 8,
12, 13, 14, 15, 17, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 34, 53, 54, 55, 56, 57,
58, 59, 75, 80 ve geçici 6 ncı maddeleri süreksiz işlerde yapılan iş
sözleşmelerinde uygulanmaz. Süreksiz işlerde, bu maddelerde düzenlenen
konularda Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.
2- Belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmesi
İş ilişkisinin bir
süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli
süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya
çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı
şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir.
Belirli süreli iş
sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme)
yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul
edilir.
Esaslı nedene
dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar.
3- Kısmî süreli ve tam süreli iş sözleşmesi
İşçinin normal
haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye
göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmî süreli iş
sözleşmesidir.
Kısmî süreli iş
sözleşmesi ile çalıştırılan işçi, ayırımı haklı kılan bir neden olmadıkça, salt
iş sözleşmesinin kısmî süreli olmasından dolayı tam süreli emsal işçiye göre
farklı işleme tâbi tutulamaz. Kısmî süreli çalışan işçinin ücret ve paraya
ilişkin bölünebilir menfaatleri, tam süreli emsal işçiye göre çalıştığı süreye orantılı
olarak ödenir.
Emsal işçi,
işyerinde aynı veya benzeri işte tam süreli çalıştırılan işçidir. İşyerinde
böyle bir işçi bulunmadığı takdirde, o işkolunda şartlara uygun işyerinde aynı
veya benzer işi üstlenen tam süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan işçi esas
alınır.
İşyerinde çalışan
işçilerin, niteliklerine uygun açık yer bulunduğunda kısmî süreliden tam
süreliye veya tam süreliden kısmî süreliye geçirilme istekleri işverence
dikkate alınır ve boş yerler zamanında duyurulur.
4- Çağrı üzerine çalışma
Yazılı
sözleşme ile işçinin yapmayı üstlendiği işle ilgili olarak kendisine ihtiyaç
duyulması halinde iş görme ediminin yerine getirileceğinin kararlaştırıldığı iş
ilişkisi, çağrı üzerine çalışmaya dayalı kısmi süreli bir iş sözleşmesidir.
Hafta, ay veya yıl
gibi bir zaman dilimi içinde işçinin ne kadar süreyle çalışacağını taraflar
belirlemedikleri takdirde, haftalık çalışma süresi yirmi saat kararlaştırılmış
sayılır. Çağrı üzerine çalıştırılmak için belirlenen sürede işçi çalıştırılsın
veya çalıştırılmasın ücrete hak kazanır.
İşçiden iş görme
borcunu yerine getirmesini çağrı yoluyla talep hakkına sahip olan işveren, bu
çağrıyı, aksi kararlaştırılmadıkça, işçinin çalışacağı zamandan en az dört gün
önce yapmak zorundadır. Süreye uygun çağrı üzerine işçi iş görme edimini yerine
getirmekle yükümlüdür. Sözleşmede günlük çalışma süresi kararlaştırılmamış ise,
işveren her çağrıda işçiyi günde en az dört saat üst üste çalıştırmak
zorundadır.
5- Deneme süreli iş sözleşmesi
Taraflarca iş
sözleşmesine bir deneme kaydı konulduğunda, bunun süresi en çok iki ay
olabilir. Ancak deneme süresi toplu iş sözleşmeleriyle dört aya kadar
uzatılabilir.
Deneme süresi içinde taraflar iş sözleşmesini
bildirim süresine gerek olmaksızın ve tazminatsız feshedebilir. İşçinin
çalıştığı günler için ücret ve diğer hakları saklıdır.
HİZMET AKDİNİN SONA ERMESİ VE SONUÇLARI(İHBAR
TAZMİNATI)
Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir.
Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir.
İş sözleşmeleri;
- İşi altı aydan
az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak
iki hafta sonra,
- İşi altı aydan
birbuçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa
yapılmasından başlayarak dört hafta sonra,
- İşi birbuçuk
yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa
yapılmasından başlayarak altı hafta sonra,
d. İşi üç yıldan
fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra,
feshedilmiş
sayılır.
Bu
süreler asgari olup sözleşmeler ile artırılabilir.
Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret
tutarında tazminat ödemek zorundadır.
İşveren bildirim süresine ait ücreti peşin vermek
suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir.
FESHİN GEÇERLİ SEBEBE DAYANDIRILMASI(İŞ
GÜVENCESİ)
Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran
işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş
sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya
da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe
dayanmak zorundadır.
Altı aylık kıdem hesabında bu Kanunun 66 ncı
maddesindeki süreler (çalışma süresinden sayılan haller) dikkate alınır.
Özellikle
aşağıdaki hususlar fesih için geçerli bir sebep oluşturmaz:
- Sendika üyeliği veya
çalışma saatleri dışında veya işverenin rızası ile çalışma saatleri içinde
sendikal faaliyetlere katılmak.
- İşyeri sendika temsilciliği
yapmak.
- Mevzuattan veya sözleşmeden
doğan haklarını takip için işveren aleyhine idari veya adli makamlara
başvurmak veya bu hususta başlatılmış sürece katılmak.
- Irk, renk, cinsiyet, medeni
hal, aile yükümlülükleri, hamilelik, doğum, din, siyasi görüş ve benzeri
nedenler.
- 74 üncü maddede öngörülen
ve kadın işçilerin çalıştırılmasının yasak olduğu sürelerde işe gelmemek.
f. Hastalık veya kaza nedeniyle 25 inci maddenin
(I) numaralı bendinin (b) alt bendinde öngörülen bekleme süresinde işe geçici
devamsızlık.
Çalışma koşullarında değişiklik ve iş
sözleşmesinin feshi
İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş
sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da
işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak
durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun
olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul
edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz.
Taraflar aralarında anlaşarak çalışma koşullarını her
zaman değiştirebilir. Çalışma koşullarında değişiklik geçmişe etkili olarak
yürürlüğe konulamaz.
TARAFLARIN
DERHAL FESİH HAKKI
A) İşçinin iş sözleşmesini hangi hallerde bildirimsiz
(derhal) feshedebileceği Kanunun 24 üncü maddesinde düzenlenmiştir.
Süresi belirli olsun veya olmasın işçi, aşağıda yazılı
hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini
beklemeksizin feshedebilir:
I.Sağlık sebepleri:
- İş sözleşmesinin
konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin
sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa. -6-
- İşçinin sürekli
olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi
bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa.
II. Ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller ve
benzerleri:
- İşveren iş
sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri
hakkında yanlış vasıflar veya şartlar göstermek yahut gerçeğe uygun olmayan
bilgiler vermek veya sözler söylemek suretiyle işçiyi yanıltırsa.
- İşveren işçinin
veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak şekilde sözler
söyler, davranışlarda bulunursa veya işçiye cinsel tacizde bulunursa.
- İşveren işçiye
veya ailesi üyelerinden birine karşı sataşmada bulunur veya gözdağı
verirse, yahut işçiyi veya ailesi üyelerinden birini kanuna karşı
davranışa özendirir, kışkırtır, sürükler, yahut işçiye ve ailesi
üyelerinden birine karşı hapsi gerektiren bir suç işlerse yahut işçi
hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ağır isnad veya ithamlarda
bulunursa.
- İşçinin diğer
bir işçi veya üçüncü kişiler tarafından işyerinde cinsel tacize uğraması
ve bu durumu işverene bildirmesine rağmen gerekli önlemler alınmazsa.
- İşveren tarafından
işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap
edilmez veya ödenmezse,
- Ücretin parça
başına veya iş tutarı üzerinden ödenmesi kararlaştırılıp da işveren
tarafından işçiye yapabileceği sayı ve tutardan az iş verildiği hallerde,
aradaki ücret farkı zaman esasına göre ödenerek işçinin eksik aldığı ücret
karşılanmazsa, yahut çalışma şartları uygulanmazsa.
III. Zorlayıcı sebepler:
İşçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan
fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa.
B) İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı Kanunun 25 inci maddesinde
düzenlemiştir.
Süresi belirli olsun veya olmasın işveren, aşağıda
yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini
beklemeksizin feshedebilir:
I-
Sağlık sebepleri:
- İşçinin kendi
kastından veya derli toplu olmayan yaşayışından yahut içkiye
düşkünlüğünden doğacak bir hastalığa veya sakatlığa uğraması halinde, bu
sebeple doğacak devamsızlığın ardı ardına üç iş günü veya bir ayda beş iş
gününden fazla sürmesi.
- İşçinin
tutulduğu hastalığın tedavi edilemeyecek nitelikte olduğu ve işyerinde
çalışmasında sakınca bulunduğunun Sağlık Kurulunca saptanması durumunda.
(a)
alt
bendinde sayılan sebepler dışında işçinin hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi
hallerde işveren için iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı; belirtilen
hallerin işçinin işyerindeki çalışma süresine göre 17 nci maddedeki bildirim
sürelerini altı hafta aşmasından sonra doğar. Doğum ve gebelik hallerinde bu
süre 74 üncü maddedeki sürenin bitiminde başlar. Ancak işçinin iş sözleşmesinin
askıda kalması nedeniyle işine gidemediği süreler için ücret işlemez.
II-
Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:
- İş sözleşmesi
yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli
vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde
bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya
sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması.
- İşçinin, işveren
yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler
sarfetmesi veya davranışlarda bulunması, yahut işveren hakkında şeref ve
haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunması.
- İşçinin
işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması.
- İşçinin işverene
yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine
sataşması veya 84 üncü maddeye aykırı hareket etmesi.
- İşçinin,
işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek
sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda
bulunması.
- İşçinin,
işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen
bir suç işlemesi.
- İşçinin
işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına
iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki
iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi.
- İşçinin yapmakla
ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar
etmesi.
- İşçinin kendi
isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi,
işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri,
tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla
ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması.
III-
Zorlayıcı sebepler:
İşçiyi
işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir
sebebin ortaya çıkması.
IV- İşçinin gözaltına alınması veya tutuklanması halinde devamsızlığın
17 nci maddedeki bildirim süresini aşması.
İşçi
feshin yukarıdaki bentlerde öngörülen sebeplere uygun olmadığı iddiası ile 18,
20 ve 21 inci madde hükümleri çerçevesinde yargı yoluna başvurabilir.
Derhal fesih hakkını kullanma süresi
Ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan hallere
dayanarak işçi veya işveren için tanınmış olan sözleşmeyi fesih yetkisi, iki
taraftan birinin bu çeşit davranışlarda bulunduğunu diğer tarafın öğrendiği
günden başlayarak altı iş günü geçtikten ve her halde fiilin gerçekleşmesinden
itibaren bir yıl sonra kullanılamaz. Ancak işçinin olayda maddi çıkar sağlaması
halinde bir yıllık süre uygulanmaz.
Bu
haller sebebiyle işçi yahut işverenden iş sözleşmesini yukarıdaki fıkrada
öngörülen süre içinde feshedenlerin diğer taraftan tazminat hakları saklıdır.
KIDEM
TAZMİNATI
4857 sayılı İş Kanununun 120 nci maddesi,
25.8.1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanununun kıdem tazminatını düzenleyen 14
üncü maddesi hariç diğer maddelerini yürürlükten kaldırmıştır.
Hizmet akdinin Kanunda sayılı hallerde
feshedilmiş olması halinde, işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet
akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük
ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir.
Ücret ve
ücretin ödenmesi
Genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren
veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır.
Ücret, kural olarak, Türk parası ile işyerinde veya
özel olarak açılan bir banka hesabına ödenir. Ücret yabancı para olarak
kararlaştırılmış ise ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenebilir.
Emre muharrer senetle (bono ile), kuponla veya yurtta
geçerli parayı temsil ettiği iddia olunan bir senetle veya diğer herhangi bir
şekilde ücret ödemesi yapılamaz.
Ücret en geç ayda bir ödenir. İş sözleşmeleri veya
toplu iş sözleşmeleri ile ödeme süresi bir haftaya kadar indirilebilir.
İş sözleşmelerinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile
sözleşme ve Kanundan doğan para ile ölçülmesi mümkün menfaatlerinin tam olarak
ödenmesi zorunludur.
Meyhane ve benzeri eğlence yerleri ve perakende mal
satan dükkan ve mağazalarda, buralarda çalışanlar hariç, ücret ödemesi
yapılamaz.
Ücret alacaklarında zamanaşımı süresi beş yıldır.
Ücretin
gününde ödenmemesi
Ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir
bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten
kaçınabilir. Bu nedenle kişisel kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine
getirmemeleri sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak
nitelendirilemez. Gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek
faiz oranı uygulanır.
Bu işçilerin bu nedenle iş akitleri çalışmadıkları
için feshedilemez ve yerine yeni işçi alınamaz, bu işler başkalarına
yaptırılamaz.
Asgari ücret
İş sözleşmesi ile çalışan ve bu Kanunun kapsamında
olan veya olmayan her türlü işçinin ekonomik ve sosyal durumlarının
düzenlenmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca Asgari Ücret Tespit
Komisyonu aracılığı ile ücretlerin asgari sınırları en geç iki yılda bir
belirlenir.
Fazla
çalışma ücreti
Ülkenin genel yararları yahut işin niteliği veya
üretimin artırılması gibi nedenlerle fazla çalışma yapılabilir. Fazla çalışma,
Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırkbeş saati aşan
çalışmalardır. 63 üncü madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı
hallerde, işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık iş süresini
aşmamak koşulu ile, bazı haftalarda toplam kırkbeş saati aşsa dahi bu
çalışmalar fazla çalışma sayılmaz.
Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma
ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle
ödenir.
Haftalık çalışma süresinin sözleşmelerle kırkbeş saatin altında
belirlendiği durumlarda yukarıda belirtilen esaslar dahilinde uygulanan
ortalama haftalık çalışma süresini aşan ve kırkbeş saate kadar yapılan
çalışmalar fazla sürelerle çalışmalardır. Fazla sürelerle çalışmalarda, her bir
saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına
düşen miktarının yüzde yirmibeş yükseltilmesiyle ödenir.
Fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma yapan işçi isterse, bu
çalışmalar karşılığı zamlı ücret yerine, fazla çalıştığı her saat karşılığında
bir saat otuz dakikayı, fazla sürelerle çalıştığı her saat karşılığında bir
saat onbeş dakikayı serbest zaman olarak kullanabilir.
İşçi hak ettiği serbest zamanı altı ay zarfında,
çalışma süreleri içinde ve ücretinde bir kesinti olmadan kullanır.
Fazla saatlerle çalışmak için işçinin onayının
alınması gerekir.
Fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda ikiyüzyetmiş
saatten fazla olamaz.
Zorunlu nedenlerle fazla çalışma
Gerek bir arıza sırasında, gerek bir arızanın mümkün
görülmesi halinde yahut makineler veya araç ve gereç için hemen yapılması
gerekli acele işlerde, yahut zorlayıcı sebeplerin ortaya çıkmasında, işyerinin
normal çalışmasını sağlayacak dereceyi aşmamak koşulu ile işçilerin hepsi veya
bir kısmına fazla çalışma yaptırılabilir. Bu durumda fazla çalışma yapan
işçilere uygun bir dinlenme süresi verilmesi zorunludur.
Şu kadar ki, zorunlu sebeplerle yapılan fazla çalışmalar
için 41 inci maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları hükümleri uygulanır.
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde
çalışma
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde işyerlerinde çalışılıp çalışılmayacağı toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmeleri ile kararlaştırılır. Sözleşmelerde hüküm bulunmaması halinde söz konusu günlerde çalışılması için işçinin onayı gereklidir.
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde işyerlerinde çalışılıp çalışılmayacağı toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmeleri ile kararlaştırılır. Sözleşmelerde hüküm bulunmaması halinde söz konusu günlerde çalışılması için işçinin onayı gereklidir.
Hafta tatili
ücreti
Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde, işçilere tatil
gününden önceki iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir
zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmidört saat dinlenme (hafta tatili)
verilir.
Çalışılmayan hafta tatili günü için işveren tarafından
bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücreti tam olarak ödenir.
Genel tatil
ücreti
Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde çalışan
işçilere, kanunlarda ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen
günlerde çalışmazlarsa, bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücretleri tam
olarak, tatil yapmayarak çalışırlarsa ayrıca çalışılan her gün için bir günlük
ücreti ödenir.
Yüzde usulünün uygulandığı işyerlerinde işçilerin
ulusal bayram ve genel tatil ücretleri işverence işçiye ödenir.
Yıllık ücretli izin hakkı ve izin
süreleri
İşyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir.
İşyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir.
Yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemez.
Niteliklerinden ötürü bir yıldan az süren mevsimlik
veya kampanya işlerinde çalışanlara bu Kanunun yıllık ücretli izinlere ilişkin
hükümleri uygulanmaz.
İşçilere
verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi;
- Bir yıldan beş yıla kadar
(beş yıl dahil) olanlara ondört günden,
- Beş yıldan fazla onbeş
yıldan az olanlara yirmi günden,
- Onbeş yıl (dahil) ve daha
fazla olanlara yirmialtı günden,
az olamaz.
Ancak onsekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve
daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi yirmi günden
az olamaz.
Yıllık izin süreleri iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile
artırılabilir.
Çalışma
süresi
Genel
bakımdan çalışma süresi haftada en çok kırkbeş saattir.
Aksi
kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit
ölçüde bölünerek uygulanır.
Tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma
süresi, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine, günde onbir saati aşmamak
koşulu ile farklı şekilde dağıtılabilir. Bu halde, iki aylık süre içinde
işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık çalışma süresini
aşamaz.
Denkleştirme süresi toplu iş sözleşmeleri ile dört aya
kadar artırılabilir.
Çalışma sürelerinin yukarıdaki esaslar çerçevesinde uygulama şekilleri,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanacak bir yönetmelikle
düzenlenir.
Sağlık kuralları bakımından günde ancak yedibuçuk saat
ve daha az çalışılması gereken işler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile
Sağlık Bakanlığı tarafından müştereken hazırlanacak bir yönetmelikle
düzenlenir.
Telafi çalışması
Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve
genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer
nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında
çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine izin
verilmesi hallerinde, işveren iki ay içinde çalışılmayan süreler için telafi çalışması
yaptırabilir. Bu çalışmalar fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma
sayılmaz.
Telafi çalışmaları, günlük en çok çalışma süresini
aşmamak koşulu ile günde üç saatten fazla olamaz. Tatil günlerinde telafi
çalışması yaptırılamaz.
Kısa çalışma ve kısa çalışma ödeneği
Genel ekonomik kriz veya zorlayıcı sebeplerle
işyerindeki haftalık çalışma sürelerini geçici olarak önemli ölçüde azaltan
veya işyerinde faaliyeti tamamen veya kısmen geçici olarak durduran işveren,
durumu derhal gerekçeleri ile birlikte Türkiye İş Kurumuna, varsa toplu iş
sözleşmesi tarafı sendikaya bir yazı ile bildirir. Talebin uygunluğunun tespiti
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yapılır. Bunun usul ve esasları bir
yönetmelikle belirlenir.
Yukarıda belirtilen nedenlerle işyerinde geçici olarak
en az dört hafta işin durması veya kısa çalışma hallerinde işçilere
çalıştırılmadıkları süre için işsizlik sigortasından kısa çalışma ödeneği
ödenir. Kısa çalışma süresi, zorlayıcı sebebin devamı süresini ve herhalde üç
ayı aşamaz. İşçinin kısa çalışma ödeneğine hak kazanabilmesi için, çalışma
süreleri ve işsizlik sigortası primi ödeme gün sayısı bakımından işsizlik
ödeneğine hak kazanma şartlarını yerine getirmesi gerekir.
Günlük kısa çalışma
ödeneğinin miktarı, işsizlik ödeneğinin miktarı kadardır.
Günlük çalışmanın başlama ve bitiş saatleri
Günlük çalışmanın başlama ve bitiş saatleri ile
dinlenme saatleri işyerlerinde işçilere duyurulur.
İşin niteliğine göre işin
başlama ve bitiş saatleri işçiler için farklı şekilde düzenlenebilir.
Ara dinlenmesi
Günlük çalışma süresinin ortalama bir zamanında o yerin gelenekleri ve işin gereğine göre ayarlanmak suretiyle işçilere;
Günlük çalışma süresinin ortalama bir zamanında o yerin gelenekleri ve işin gereğine göre ayarlanmak suretiyle işçilere;
- Dört saat veya daha kısa
süreli işlerde onbeş dakika,
- Dört saatten fazla ve
yedibuçuk saate kadar (yedibuçuk saat dahil) süreli işlerde yarım saat,
- Yedibuçuk saatten fazla
süreli işlerde bir saat,
ara dinlenmesi verilir.
Bu dinlenme süreleri en az olup aralıksız verilir.
Ancak
bu süreler, iklim, mevsim, o yerdeki gelenekler ve işin niteliği göz önünde tutularak
sözleşmeler ile aralı olarak kullandırılabilir.
Dinlenmeler
bir işyerinde işçilere aynı veya değişik saatlerde kullandırılabilir.
Ara dinlenmeleri çalışma süresinden sayılmaz.
Gece süresi ve gece çalışmaları
Çalışma hayatında "gece"
en geç saat 20.00'de başlayarak en erken saat 06.00'ya kadar geçen ve her
halde en fazla onbir saat süren dönemdir.
Bazı işlerin niteliğine ve gereğine göre
yahut yurdun bazı bölgelerinin özellikleri bakımından, çalışma hayatına ilişkin
"gece" başlangıcının daha geriye alınması veya yaz ve kış saatlerinin
ayarlanması, yahut gün döneminin başlama ve bitme saatlerinin belirtilmesi
suretiyle birinci fıkradaki hükmün uygulama şekillerini tespit etmek yahut bazı
gece çalışmalarına herhangi bir oranda fazla ücret ödenmesi usulünü koymak
veyahut gece işletilmelerinde ekonomik bir zorunluluk bulunmayan işyerlerinde
işçilerin gece çalışmalarını yasak etmek üzere yönetmelikler çıkartılabilir.
İşçilerin gece çalışmaları yedibuçuk saati geçemez.
Gece çalıştırılacak işçilerin sağlık durumlarının gece
çalışmasına uygun olduğu, işe başlamadan önce alınacak sağlık raporu ile
belgelenir. Gece çalıştırılan işçiler en geç iki yılda bir defa işveren
tarafından periyodik sağlık kontrolünden geçirilirler. İşçilerinin sağlık
kontrollerinin masrafları işveren tarafından karşılanır.
Postası değiştirilecek işçi kesintisiz en az onbir
saat dinlendirilmeden diğer postada çalıştırılamaz.
Çalıştırma yaşı ve çocukları çalıştırma yasağı
Çalıştırma yaşı ve çocukları çalıştırma yasağı
Onbeş yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması
yasaktır. Ancak, ondört yaşını doldurmuş ve ilköğretimi tamamlamış olan
çocuklar, bedensel, zihinsel ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin
okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilirler.
Çocuk ve genç işçilerin işe yerleştirilmelerinde ve
çalıştırılabilecekleri işlerde güvenlik, sağlık, bedensel, zihinsel ve
psikolojik gelişmeleri, kişisel yatkınlık ve yetenekleri dikkate alınır.
Çocuğun gördüğü iş onun okula gitmesine, mesleki eğitiminin devamına engel
olamaz, onun derslerini düzenli bir şekilde izlemesine zarar veremez.
Yer ve
su altında çalıştırma yasağı
Maden ocakları ile kablo döşemesi, kanalizasyon ve
tünel inşaatı gibi yer altında veya su altında çalışılacak işlerde onsekiz
yaşını doldurmamış erkek ve her yaştaki kadınların çalıştırılması yasaktır.
Gece çalıştırma yasağı
Sanayie ait işlerde onsekiz yaşını doldurmamış çocuk
ve genç işçilerin gece çalıştırılması yasaktır.
Analık halinde çalışma ve süt izni
Kadın işçilerin doğumdan önce sekiz ve doğumdan sonra
sekiz hafta olmak üzere toplam onaltı haftalık süre için çalıştırılmamaları
esastır. Çoğul gebelik halinde doğumdan önce çalıştırılmayacak sekiz haftalık
süreye iki hafta süre eklenir. Ancak, sağlık durumu uygun olduğu takdirde,
doktorun onayı ile kadın işçi isterse doğumdan önceki üç haftaya kadar
işyerinde çalışabilir. Bu durumda, kadın işçinin çalıştığı süreler doğum
sonrası sürelere eklenir.
İsteği halinde kadın işçiye, onaltı haftalık sürenin tamamlanmasından
veya çoğul gebelik halinde onsekiz haftalık süreden sonra altı aya kadar
ücretsiz izin verilir. Bu süre, yıllık ücretli izin hakkının hesabında dikkate
alınmaz.
Kadın işçilere bir yaşından küçük çocuklarını
emzirmeleri için günde toplam birbuçuk saat süt izni verilir. Bu sürenin hangi
saatler arasında ve kaça bölünerek kulllanılacağını işçi kendisi belirler. Bu
süre günlük çalışma süresinden sayılır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder