Sayfalar

30 Temmuz 2013 Salı


YANGIN EĞİTİM NOTLARI

İÇİNDEKİLER

YANMA
            Yanma olayının bileşenleri
                        1-Yanıcı madde
                        2-Yakıcı madde
                        3-Isı
            Yanma  çeşitleri
            Cisimlerin konumlarına göre yanma özellikleri
            Yanma ürünleri
YANGIN
            Yangınların sınıflandırılması
            Yangınlara müdahale araçları
BÜYÜK ENDÜSTRİYEL KAZALARIN SEBEPLERİ
YANGINLA MÜCADELE
            Yangın çıkmasının önlenmesi
            Yangının tespiti
            Yangının yayılmasının önlenmesi
            Yangının söndürülmesi
            Yangın sınıflarına göre söndürücüler
            Yangınla mücadelede dikkat edilecek hususlar
YANGINLARIN ÇEVRESEL ETKİLERİ
            Atmosfer havası
            Atmosfer gazları
Atmosfer basıncı
            Atmosfer katları
            Etkilenme örneği
PARLAYICI PATLAYICI MADDELER
            Tanımlar
            Patlama çeşitleri
            Parlama patlama tehlikesi kaynakları
            Etkili ateşleme kaynakları
            Parlama patlamayı önlemek için
ACİL DURUM ÇALIŞMALARI
            Acil durumların tespiti
            Önlemlerin belirlenmesi
            Ekiplerin oluşturulması
            Eğitim
            Uygulama
            Gözden geçirme, güncelleme, iyileştirme



GİRİŞ
Yangın bir endüstriyel tesiste karşılaşılabilecek en ciddi ve boyutları kolay kolay tahmin edilemeyecek olaydır. her yıl işyerlerinde boyutları çok farklı olan binlerce yangın olayı meydana gelmekte bu yangınlar sonucu ekonomimiz büyük kayıplara uğramaktadır. Gerçekte sanayimizde büyük ölçüde üretimde yanma olayından ve elde edilen enerjisinden faydalanılmaktadır. Bilinçli ve kontrollü olduğunda üretimin bir parçası olan yanma, ısı ve enerji kontrol edilen şartların dışına çıktığında bir felakete dönüşebilmektedir.
Yangın ile baş edebilmek için yanma olayını iyi tanımak, söndürme çalışmalarından çok yanma olayını oluşturan unsurları kontrol ederek yangının meydana gelmesini önlemek gerekmektedir. Tüm tehlikelerde olduğu gibi yangın riski de çok az da olsa her zaman vardır ve söndürme amaçlı çalışmaların da asla ihmal edilmemesi gerekmektedir.
Sanayide ve hatta günlük yaşantımızda asla vazgeçemeyeceğimiz yanıcı, parlayıcı, patlayıcı maddelerle birlikte yaşamak zorunda olduğumuza göre yanma olayını ve kontrolünü ve her ihtimale karşı bir yangın durumunda yapılabilecekleri bilmemiz gerekmektedir. Genellikle, yangın çıkma ihtimalinin zayıf olduğu düşüncesi ile yangına sebep olabilecek unsurlar göz ardı edilmekte ve ön görülen tedbirler alınmamaktadır.
Bu eğitim notu, sizlerin yangın istatistikleri içinde bulunmamanız temennisi ile  yol gösterici olarak hazırlanmıştır.

YANMA
Yanma: Bir kimyasal olaydır. Yanıcı maddelerin belirli bir ısı seviyesinde oksijenle birleşmesidir.




Resim1: Yangın kimyası

Yanma için maddenin bir oksijen kaynağı ile reaksiyona girmesi ve yanmanın başlaması için ateşleme gerekir. Genellikle ortamın ısıtılması yanma reaksiyonun başlaması için gerekli ateşlemeyi sağlar. Meydana gelen reaksiyon genellikle eksotermik (ısı veren) bir reaksiyondur, bu da yanmanın devamı için gerekli ısının sağlanması anlamına gelir. Bu reaksiyon genellikle görünebilir alevle birlikte devam eder.
Pek çok katı madde yanma enerjisini, dış ateşleme kaynağından  (direkt temas) konveksiyon (hava ile iletim) konduksiyon veya  (Işınım) radyasyon yoluyla veya doğrudan ısıtılarak sağlar. Bu ısıtma sonucu yüzeyinde buharlaşma başlar ve buharlar yanmaya başlarlar.
Sıvıların alev alabilmesi için de üzerlerinde yanabilen buharların oluşması gerekir. Sıvı ve katıların yüzeyin oluşan buharlar ve gazlar havanın oksijeni ile karışarak yangının iki önemli bileşenini oluştururlar.
Yanabilen katı ve sıvıların buharları, oksijen ile reaksiyona girerler bu reaksiyon genellikle ısı açığa çıkardığından kendiliğinden devam eder ve yanma olayı başlar.
Yanabilen gazlarda ise doğal olarak gaz halindeki madde oksijenle birleşir. Her üç durumda da yanma için yanabilen buhar ve gazlarla oksijenin belirli oranlarda bulunması gerekir.
Yanma olayının gerçekleşebilmesi için YANICI MADDE-OKSİJEN VE ISI üçlüsünün bir arada olmaları gerekir.Yanmayı üç ayaklı tabureye benzetebiliriz. Ayaklarından birinin olmaması durumunda nasıl ki tabure ayakta duramaz ise yanıcı madde-oksijen ve ısıdan birinin aynı ortamda bulunmaması halinde de yanma olayı gerçekleşmez. Bu temel kavram hem yanma hem de yangın için çok önemli kavramdır. Zira yanmanın veya yangının önlenmesinde, söndürülmesinde bize yol gösteren bir husustur.



                                                               Resim 2: Yangın kimyasının bozulması

Yanma Olayının Bileşenleri
Yanma olayının üç temel bileşeni olan yanıcı madde, yakıcı madde ve ısının fonksiyonlarının ve özelliklerinin bilinmesi yangın önleme ve söndürme çalışmaları için önemlidir. Yanıcı maddenin katı, sıvı veya gaz olması, özellikleri, miktarı ile yakıcı maddenin ve ısının miktarı ile etki süreleri yanma olayının başlamasında, devamında ve büyüme hızında etkendir. Yanma olayının belirleyici unsuru olan üç bileşen aşağıda belirtilmiştir.
1-Yanıcı Madde:
Yanıcı maddeler doğada katı, sıvı ve gaz halinde bulunurlar.
a) Katı Maddeler: Belirli bir hacim ve biçime sahip maddelerdir. Molekülleri arasında büyük bir çekim kuvveti vardır. Tutuşma sıcaklıkları farklı olmakla birlikte genel karekter olarak stabil olmaları ve kolay kontrol edilebilmeleri sebebiyle katı maddelerin kaza ile tutuşması, yanması veya patlaması ihtimali sıvı ve gaz yanıcılara göre daha azdır.
b) Sıvı Maddeler: Belli bir hacimleri olduğu halde, bulundukları kabın şeklini alabilen akışkan  maddelerdir. Parlayıcı sıvıların tutuşma ve yanmaları buharlarının tutuşması ile olur. Normalde sıvı içinde oksijen bulunmadığından sıvı yanmaz. Normal şartlar altında buharlaşabilen parlayıcı sıvı buharları veya ısıtılarak buharlaşan yanıcı sıvı buharları  yeterli ısıya ulaştığında ve/veya bir ateşleme kaynağı ile karşılaştığında yanma başlar. Yanıcı sıvılar tutuşma noktasına kadar veya daha yüksek bir ısıya kadar  ısıtılınca uçuculuk özellikleri artar, parlayıcı sıvıların özelliklerine ulaşabilirler.
c) Gaz Maddeler: Belli bir hacimleri ve şekilleri olmayan, bulundukları kabı şeklini kolayca alan veya atmosferde serbestçe yayılabilen maddelerdir.Molekülleri arasındaki bağlar çok zayıftır. Oksijenle karışmaları kolay olduğundan diğer maddelere göre daha kolay ve hızlı yanarlar. Teorik olarak basınç altında sıvılaştırılabilirler.
2-Yakıcı Madde( Oksijen ) :
Normal olarak havada %21 oranında bulunan oksijen yanma olayının temel unsurudur. Renksiz, kokusuz ve tatsız bir gazdır. Oksijen oranı çok özel şartların dışında bu oran çok fazla değişmez. Eğer özel şartlarda oksijen oranı mesela %5 artsa cisimlerin yanıcılık özellikleri çok fazla artar ve mesela yürürken sürtünme ısısından elbiselerimiz tutuşabilir. Yanmanın sürmesi için en az %16 oranında oksijene ihtiyaç vardır. Oksijenin bu oranın altına düştüğü yerlerde yanma zayıf olur ve azalan oksijen oranına göre durabilir.
3-Isı :
Bir cismin sıcaklığının artmasına neden olan  fiziksel bir etkidir. Bir cisimden başka bir cisme  sıcaklık farkı nedeniyle  aktarılan enerjidir. Farklı sıcaklıklardaki iki cisim yan yana getirildiğinde ısı, daha sıcak cisimden daha soğuk olana doğru akar. Bu enerji aktarımı sonucunda, her zaman olmasa da genellikle daha soğuk olan cismin sıcaklığı artar. Daha sıcak olanınki ise düşer. Isı ve sıcaklık arasındaki önemli ayrım; ısı bir enerji birimi, sıcaklık ise bir cisimde bulunan ısı enerjisi miktarının ölçüsüdür. Bu enerji miktarı joule ile gösterilir.Isı, direkt temas yoluyla, hava yoluyla ve ışıma yoluyla etrafa yayılır.
Direkt Temas Yoluyla (Conduction) Isının Yayılması:Direkt temas, bir nesnenin direkt ısı kaynağı ile temas sonucu oluşur. Bir metal çubuk bir ucundan ısıtıldığı zaman ısı çubuk boyunca sıcaktan soğuğa doğru ilerler. Bu tip ısı yayılımındaki esas, ısının direkt olarak maddenin atomları arasında  transferidir. Yanıcı bir maddenin atomları ısıya maruz kaldıklarında, normalden daha hızlı hareket etmeye başlarlar.
Isının Hava Yoluyla (Convection) Yayılması:Yangın büyümeye başladığında, etrafındaki hava  da  transfer ile ısınır. Isınan hava yükselmeye başlar. Convection, ısının ısınan hava veya gazlar sonucu transferidir ve ortam ısısını yükseltir..
Işıma Yoluyla (Radiation) Isının Yayılması: Termal Radyasyon; ısının elektromanyetik dalgalar sonucu yayılmasıdır. Isı yayılımı elektro manyetik dalgalar sonucu oluştuğu için transfer ışık hızında ve direkt süzme şeklinde olur. Termal radyasyonda ortam havası ısınmaz doğrudan ışığın temas ettiği cisimler ısınır. Bu ısınan cisimler daha sonra kendileri de ayrı birer ısı kaynağı olarak çevrelerini ısıtmaya başlarlar. Isıtılması hayli zor olan çok yüksek ve çok geniş hacimli mekanlarda termal yolla ısıtma oldukça verimli olmaktadır.
Yanma çeşitleri:
Yanma Temelde yanıcı madde ile oksijen arasında meydana gelen kimyasal bir olay olmakla birlikte bu olay her zaman hızlı ve tam yanma şeklinde gerçekleşmez. Isıl şartların uygun olması durumunda yanıcı maddenin az olması halinde yanıcı madde miktarına göre bazen alevi bile görülmeden kısa süre içinde başlar veya biter. Bazen de kapalı mekan veya kaplarda oksijen yetersizliğinden yanma tam olarak gerçekleşmez ve kimyasal reaksiyon farklı sonuçlanarak yanma gazları değişir. Tam yanma, alevini açıkça gördüğümüz ve normal atmosfer havasında gerçekleşen yanma olayıdır.  Yanma çeşitlerini aşağıdaki tanımlamalarla sınıflandırabiliriz.
1.      Yavaş Yanma                   :Yanıcı maddenin yapısı gereği, yanıcı buhar veya gaz oluşturmadığı durumlarda,ortamda yeterli oksijen bulunmaması ve ortamdaki ısının yetersiz kalması hallerinde meydana gelir. Buna en iyi örnek, demirin paslanmasıdır.
2.      Kendi Kendine Yanma    : Yukarıda açıklanan yavaş yanmanın zaman içerisinde hızlı yanma olayına dönüşmesi halidir. Buna en iyi örnek ise bitkisel kökenli yağlı maddelerin, hava içerisindeki oksijenle normal hava ısısında birleşerek çürümeye(oksitlenmeye) başlamasıdır.Bu oksitlenme ile zaman içerisinde ortamdaki ısı yükselir, şayet ısı alev almaya yetecek dereceye ulaşırsa kendi kendine yanma gerçekleşir.
3.      Hızlı Yanma                     : Yanma olayının bütün belirtileriyle başladığı olaydır. Yanmanın tüm belirtileri mevcut olup, bunlar alev, ısı, ışık ve korlaşmadır.
4.      Parlama                            : Parlayıcı maddelerin belli oranda hava ile karışımları,çok kolay bir şekilde alev alarak yanmalarına sebep olur. Bu tür yanma olayına parlama denir. (benzin buharlarının sebep olması gibi..)




                                                                Resim3: Parlama sonucu gerçekleşen tam yanma.
Cisimlerin konumuna göre yanma hızları
Yanıcı maddelerin yanma hızları diğer etkenlerin yanında konumlarına göre de değişiklikler gösterir.Yatay konumdaki cisimlerde yangının yüzeysel yayılması daha yavaştır.  Düşey konumdaki cisimlerde yangının yüzeysel yayılması daha hızlıdır.
Yanma ürünleri
Tüm kimyasal reaksiyonlarda olduğu gibi  yanma olayında da reaksiyon çıktıları vardır. Yanma sonucu ortaya çıkan ürünlerin cinsi ve miktarı, yanan maddelerin özelliklerine, miktarına ve yanmanın tam veya kısıtlı yanma olmasına göre değişir. Yanma olayının Duman olarak  görülenin  dışındaki yanma ürünleri pek fark etmez. Ancak, duman dışında insanları etkileyen çeşitli gaz,  is vb. birçok yanma ürünü vardır.
Duman : yanma sonucu açığa çıkan gaz, su buharı ve çeşitli katı maddeler ile sıvı haldeki aerosol parçacıklardan oluşan bir karışımdır. Duman içindeki gazlar, yanıcı maddeye göre değişiklik gösterir.
Alev :Alev yanma olayının gözle görülen kısmıdır. Özellikle tam yanma durumunda çok net bir şekilde görülür. Genellikle hızlı tepkimeye giren yanan maddelerde ısı,  çoğu zaman da ışık yayan gaz kütlelerine alev denilmektedir. Kızıl renktedir. Oksijen azaldıkça alev sarımtırak renge dönüşür. Yanma sonucu oluşan gazların türleri ve miktarları da alev renginin oluşumunu etkiler.
Özellikle akaryakıt yangınlarında renk değişimi önem kazanır. Dolu tank, siyah duman ve kızıl alevle yanar. Tank boşaldıkça (yakıt seviyesi düştükçe)  duman rengi, kahverengiye, alev rengi ise sarıya dönüşür. Tankın doluluk seviyesi daha da düştükçe patlayıcı gazlar artar; duman sarı- mor karışımında, alev ise maviye dönüşür. Mavi alev yanmakta olan tankın infilak etmekte olduğunun işaretidir.
Yanma Gazları Yanıcı madde ne olursa olsun her yanma olayında ; karbon dioksit ( CO2) , Karbon monoksit ( CO ) gazları oluşur. Yanma sırasında oluşan diğer gazlar, yanıcı maddenin cinsine göre değişiklik göstermektedir. Bazı maddelerin yanması sonucunda meydana gelen gazlar tablo:1 de gösterilmiştir.
YANGIN:
Yanma olayı her zaman bizim isteğimizle ve kontrolümüz altında gerçekleşmez. Yada kontrolümüz dışında kazaen meydana gelen yanma olaylarını her zaman kontrol altına alamayız. İşte bu noktada artık yanma olayını yangın olarak tanımlayabiliriz.
Yangın;Tehlike doğuran, önü alınamayan veya söndürülemeyen ve neticesinde madden ve manen zararlar getiren ateşe yangın denir. Diğer bir tabirle yangın; Katı, sıvı veya gaz halindeki yanıcı maddelerin ısı alarak kontrol dışı yanmasıdır.




                                                                 Resim 4: Yangın sonrası bir işyeri görüntüsü.

Yangınların Sınıflandırılması:
Yangınların çok farklı kategorilerde sınıflandırılmaları yapılabilmekle birlikte en yaygın ve önleme söndürme çalışmalarında fayda sağlayacak yaklaşım yanan maddenin cinsine göre yapılan sınıflandırmadır.
1.    A SINIFI YANGINLAR:Tahta,kağıt,kömür, ot,odun, saman vb. gibi katı maddelerin alevli ve korlu olarak yandığı yangınlardır. Adi yangın sınıfına girer.
5.     Genelde korlu olarak yanarlar ve artık olarak karbon tabakası bırakırlar. Yanma madde yüzeyi ile sınırlı değildir. Maddenin gözenek yapısına göre içe doğru nüfuz eder ve için için bir yanma oluşturur. Bu durum yanmanın korlu olarak görüntü vermesinin nedenidir.







2.    B  SINIFI YANGINLAR  : Yanabilen sıvıların oluşturdukları yangınlardır. Benzin, benzol,boyalar gibi sıvı yanıcı maddelerden kaynaklanan yangınlardır. B sınıfı yangınlarda yanma sıvının yüzeyindedir.Sıvı yüzeyinde buhar tabakası yanmakta, yanma ile çıkan ısı buhar tabakasının devamını ve yanmanın beslenmesini sağlamaktadır..




3.    C SINIFI YANGINLAR :Parlayıcı gazların oluşturduğu Gaz yangınlarıdır. (LPG, havagazı, hidrojen vb.) C sınıfı yangınlarda yanma gazın sızdığı yüzeydedir.  Gaz basıncının atmosfer basıncından fazla olduğu yerlerde yanma bu şekilde devam eder. Gaz ve atmosfer basıncının eşit olduğu yerlerde  yanma bütün bölgelerde devam eder. Gaz, depo vb. kapalı yerlerde ise bu durumda yanma bölgesindeki hızlı yanma basıncını yenecek açıklık (havalandırma) yoksa, patlama kaçınılmaz olur

4.    D SINIFI YANGINLAR : Yanabilen hafif metaller Alüminyum, Magnezyum, Titan, Sodyum vb. veya bunların alaşımlarının (alkaliler hariç) oluşturduğu yangınlar girer. Daha çok endüstriyel çevrelerde görülmekle birlikte gelişen teknoloji ile son yıllarda daha geniş alanlara yayıldıkları gözlemlenmektedir.
5.    E SINIFI YANGINLAR:Elektrik teçhizat tesisat  ve ekipmanları ile elektronik cihazlardan çıkan yangınlardır. Aslında  genellikle elektrik sadece yangının başlangıç nedenidir. Devamında yanan madde cinsine göre diğer sınıflardan birinde değerlendirilebilir.
Yanan maddenin cinsine göre yapılan bu sınıflandırmaların ötesinde sanayide  “JET YANGINLARI” ,  “HAVUZ YANGINLARI”  ve “ BLEVE” olarak adlandırılan yangınlar da vardır.
JET YANGINI VE BLEVE: İnce Uzun Alevle Yanar Ve Gaz Borusu Kaçaklarının Tutuşmasında Görülür. Daha çok yanıcı parlayıcı sıvıların ve gazların boru içinde belli bir basınçla nakledilmesi esnasında borunun veya eklentilerinin herhangi bir yerinde basınçla çıkan sıvı yada gazın tutuşması şeklinde gerçekleşir. Sızıntı kapalı bir tankta meydana gelmiş ise yanma giderek tankı ısıtır ve tank içinde ısınarak kaynamaya başlayan sıvı tank basıncını yenerek tankı yırtar ve patlama ile birlikte bleve olayı gerçekleşir.
HAVUZ TİPİ YANGIN:  Ham Petrolün veya petrol esaslı yanıcıların Tanktan Sızması Ve Tutuşmasında Görülür. Bazen de çok büyük hacimli yüzer tavanlı tankların tutuşması bu yangın tipine örnektir. Aslında olay tipik bir B sınıfı yangındır. Ancak burada yanıcı madde çok fazladır ve yangın devam ettikçe artan ısı yangının belenmesini dolayısıyla şiddetini arttırır

Yangına müdahale araçları

Herhangi bir yangını kontrol altına alma veya söndürme amacıyla kullanılan her türlü malzeme, araç ve gereçlerdir. Su, Kuru Kimyevi Toz (KKT), Karbondioksit  (CO2), Köpük, diğer söndürücü gazlar, tüm bu malzemeleri yangın üzerine sevk etmeye yarayan Arazöz. Yangın hidrantları, yangın söndürme tüpleri ile özel olarak yapılmış sabit yangın söndürme sistemlerinin tamamı yangın söndürme araçlarıdır.

                                                                                                                                            

BİR YANGINI KONTROL ALTINA ALMA VEYA SÖNDÜRME AMACIYLA






KULLANILAN HER TÜRLÜ MALZEME, ARAÇ VE GEREÇLERDİR

SU:
Yangın söndürücüler içerisinde daha ucuz  ve daha kolay temin edilebilenidir. Bir yangının çevreye yayılmasını ve giderek genişlemesini önlemekte, yangın mahalline yakın bulunan yanıcı ve patlayıcı madde depolarının soğutulmasında kullanılır. Ancak, her yangına müdahale aracında olduğu gibi suyun da avantaj ve dezavantajlarının bilinmesi gerekmektedir.
Depolanmasının kolaylığı,  ısı alma özelliğinden dolayı yanıcı maddelerin ısısının kolaylıkla tutuşma sıcaklığının altına düşürmesi, buhar haline geçerken 1.7 kere genişlediğinden yangın için gerekli olan oksijenin (havanın) önünü buhar olarak kesmesi ve boğma etkisi yapması, yanabilen cisimleri ıslatarak, tutuşma ısılarının altında kalmasını sağlaması suyun avantajlarıdır.
Elektrik akımını iletmesi,bazı kimyasal maddelerle (Na, Mg) reaksiyona girerek H2 gazı açığa çıkarması, yüzey gerilimi yüksek olduğundan yanan maddelerin içine yavaş işlemesi dezavantajlarıdır.
Bütün bunlara karşın sıvı yakıt yangınlarında; sis halinde verilerek yakıtı alevlenme noktasının altına kadar soğutmak suretiyle yangının söndürülmesinde, aşırı derecede ısıya maruz kalmış teçhizatı ve özellikle tankları soğutarak, yırtılma ve yarılmalarının önlenmesinde, yangın söndürme ekiplerini doğrudan ve radyant ısı etkisinden korumak amacıyla kullanılır.
KURU KİMYASAL TOZLU SÖNDÜRME CİHAZLARI (KKT):
Temel söndürme maddesi amonyumfosfattır. B ve C sınıfı yangınlarda olduğu kadar A sınıfı yangınlarda da etkilidir. Yangın sırasında sıcak yüzeyle karşılaşınca erir ve yapışkan hale gelerek yanıcı maddenin üzerine yapışır. Dolayısıyla bu tabaka yanıcı maddenin hava ile temasını keser, oksijenin yanma zincirine katılmasını engelleyerek söndürmeyi gerçekleştirir. Püskürtme sırasında görüşü bozduğu, nefes almayı zorlaştırdığı, yanıcı madde dağıldığında sıcak korun yeniden tutuşabileceği, elektrik yangınlarında etkili olurken, elektrik bağlantı ve nakil hatlarına zarar verdiği göz önünde .tutulmalıdır.
Etkin söndürme gücü, geniş kullanım alanı, kolay kullanım, emniyetli aksesuarlarla donatılmış olması ve rahat taşınması Kuru Kimyevi Tozlu söndürme cihazlarının tercih edilme sebepleridir. Çeşitli tipleri bulunmaktadır. (1,2,6,12,25,50,ve 100 kg’lık)
KARBONDİOKSİTLİ YANGIN SÖNDÜRME CİHAZLARI:
Yangın söndürme cihazları içerisinde en çok kullanılanlardandır. Cihazların içerisinde basınçla sıvılaştırılmış saf  karbondioksit (CO2) gazı bulunur.  COgazı, yanmayan ve bir çok madde ile reaksiyona girmeyen özelliğe sahip olması, havadan 1,5 kat daha ağır  olması sebebiyle yangın sırasında havanın yerini alarak yangını boğma etkisi göstermesi avantajlarıdır.
Zehirleyici etkiye sahip olması, dezavantajı olup, insanların bulunduğu yerlerde kullanılmaması  dezavantajı ortadan kaldırabilir. Zaten insanların bulunduğu yerlerde kullanılmaması önerilmektedir.
Yanabilen sıvı yangınları ile elektrikli malzeme yangınlarında öncelikle kullanılır.
KÖPÜK:
Özellikle yanabilen sıvıların yüzeyini genişçe kaplama özelliği, köpüğün sıvı yangınlarında tercih edilme sebebidir. Köpük, yangın yüzeyini sarar ve hava ile (oksijen)  olan teması keserek tam sönme sağlanıncaya kadar kademe kademe ilerleyerek akar. Ayrıca yangın sırasında çeşitli sebeplerle sıçrayan küçük parçalar köpük  etkisiyle etkisiz hale gelir.
Kimyasal Köpük ve  Mekanik Köpük  olarak iki türü bulunur.
KİMYASAL KÖPÜK:
Köpük oluşumu, alimünyumsülfat ve sodyumbikarbonatın sudaki reaksiyonu ile meydana getirilir.Isıya dayanıklı olup, çok yoğun olduğundan yavaş hareket eder.
MEKANİK KÖPÜK:
Protein esaslı veya sentetik olabilen mekanik köpük, yüzey kaplayarak buhar çıkmasına engel olur. Köpük içerisinde su mevcut olduğundan, suyun soğutma etkisi de ayrı bir avantajdır. Ancak, elektrik sistemiyle ilgili yangınlarda önerilmemektedir.

BÜYÜK ENDÜSTRİYEL KAZALARIN SEBEPLERİ
Büyük endüstriyel kazaların hemen hemen tamamının temelinde bir ısıl işlem sonucu yanma veya patlama yatmaktadır. Temelde endüstriyel tesislerde kullanılan enerjinin dönüşümleri esnasında enerji şeklinin ve miktarının kontrolden çıkarak diğer etkenlerle etkileşime girmesi ile başlayan yangın, çok karmaşık ve sürekli bir yapı arz eden endüstriyel tesislerde kısa sürede kontrolden çıkarak bir faciaya dönüşmektedir. Büyük endüstriyel tesislerdeki kazaların ana kaynakları aşağıdaki şekilde sıralanabilir.
·         TERMO-ELEKTRİK ÜRETİM TESİSLERİ,
·         ELEKTRİK TESİSATLARI,
·         KÖMÜR,
·         TRAFOLAR,
·         TOZ PATLAMALARI,

·         PARLAYICI SIVILAR,
·         YILDIRIMA KARŞI TEDBİR ALINMAMASI,
·         MAKİNALARDAKİ  SÜRTÜNME,
·         KAYNAK VE KESME İŞLERİ,
·         BASINÇLI GAZ TÜPLERİ,
·         STATİK ELEKTRİK,
·         ISI KAYNAKLARININ KONTROL EDİLEMEYİŞİ,
şeklinde özetlenebilir.

YANGINLA MÜCADELE

Yangınla mücadelede temel prensip yangının çıkmasının önlenmesidir. Ancak tüm dikkat ve tedbirlere rağmen her zaman bir yangın riski vardır. Yangın çıktığında ise kısa sürede tespiti ve doğru ve mantıklı bir şekilde müdahale ile en az zararla söndürülmesidir. Yangınla mücadelede uygun görülen bir mantık sırası aşağıda verilmiştir.

1.    YANGIN ÇIKMASININ ÖNLENMESİ
2.    YANGININ KISA SÜREDE TESPİTİ
3.    YANGININ YAYILMASININ ÖNLENMESİ
4.    YANGININ SÖNDÜRÜLMESİ
5.    YANGIN SIRASINDA TAHLİYE

FERMAN
İSTANBUL KADISINA HÜKÜM Kİ,
İstanbul arada sırada yangınsız olmuyor. Yangını çıkar çıkmaz önlemek için  ne gerekirse her şeyden mühimdir. İstanbul ahalisinden herkes evinin damına kadar ulaşacak bir merdiven bulunduracaktır. Yine herkes evinde bir büyük fıçı dolusu su bulunduracaktır.  Bir yerde yangın çıktığı gibi, oradan kimse kaçmayacaktır. Herkes adamları ve komşuları ile, yeniçeriler ve sair halk yetişinceye kadar yangın söndürmeye çalışacaklardır. Her iki üç ayda bir, bilhassa yangın tehlikesine fazla maruz  bulunan yerler teftiş edilecektir. Evlerinde merdivenleri ve su dolu fıçıları bulunmayanlar tutulup subaşıya teslim edilecektir, ve cezaya çarptırılacaktır.

12  MART 1579
 III.MURAT  PADİŞAH
                                                                                                         

Yangın çıkmasının önlenmesi.
Yangınla mücadelenin en etkin ve güvenilir yolu yangını başlatmamaktır.
           
A-ısı kaynağının kontrolü: 
Çıplak alev, yanan sigara,   soba, buhar boruları, elektrik ark  ve kıvılcımları, güneş ışığı, sürtünmeden doğan kıvılcım, parlama-patlama olayları, egzotermik reaksiyonlar bilinen yaygın ısı kaynaklarıdır. Isı kaynaklarının kontrolü kaymağın karakteristik özelliğine göre yapılmalıdır.
B- Yanıcı Madde Kontrolü:
Yanıcı madde kullanılıyorsa, birimde günlük ihtiyaca yetecek kadar bulundurmak, boş malzeme kaplarını biriktirmeden uygun metotlarla uzaklaştırmak, yanıcı maddelerin depolanması ile ilgili kurallara uymak bu husustaki en önemli hususlardır.

C- Oksijen Kontrolü:
Yanma olayında oksijenin kontrolü en zor olandır. Atmosfere açık çalışmalarda bu mümkün olmamakla birlikte özel işlemlerde, parlayıcı, patlayıcı sıvıların asal gazla pompalanması, yanıcı maddelerin nitratlar, peroksitler, kloratlar, perkloratların yanında bulundurulmaması alınabilecek önemli tedbirlerdir....

 Yangın kısa sürede tespiti:


ALARM SİSTEMLERİ ve GÖZETLEME PERSONELİ: Yangın çıkması durumunda en önemli husus, yangının çok kısa zamanda tespit edilmesidir. Risk unsuru olan işletmelerde yangın çıktığını haber veren alarm sistemleri  olmalıdır. 





AYRICA
Bazı durumlarda; küspe,pamuk, kömür depolarında ya da elektrik aygıtlarının bulunduğu odalarda yavaş yavaş ve için için yanan türden yangın beklenebilir.
Bu tür yangınlarda; duman belirtilerinin ışık hüzmesinden geçtiğinde, alarmı harekete geçirecek foto-elektrik hücre aygıtlarının kullanılması yararlı olur.





YANGININ YAYILMASININ ÖNLENMESİ:

Yangın tespit edildikten sonra ilk amaç, yangını mümkün olduğu kadar dar bir bölgeye hapsetmektir.
Isının ne şekilde yayıldığının bilinmesi gerekir. Isı; iletim (kondüksiyon), intikal        (konveksiyon) ve ışıma (radyasyon ) yolu ile yayılır. Isının ortamdaki yayılma ihtimallerinin doğru olarak tespiti ve önlem alınması gerekir.
Yangın yayılmasında en büyük rolü İNTİKAL (konveksiyon) oynar.. . . . .



YANGININ SÖNDÜRÜLMESİ:
Yangının başlaması ve devam etmesi için daha önce bahsedildiği üzere YANICI MADDE, ISI ve OKSİJEN gereklidir. Yangını söndürme prensipleri bu temel noktaya dayanır. Aynı zamanda yangının söndürülmesi için yangının türünü bilmek  de önemlidir. Yangın türü,  yangının  yanmakta olan maddeye göre çeşididir.
Dolayısıyla  yangın söndürmede; yangının sınıfı, türü, durumuna göre, ekonomik ve kolay uygulanabilir özellikler göz önünde bulundurulmalıdır.
Yangın söndürmedeki genel prensipler ise aşağıda açıklanmıştır.
A-YANAN CİSMİ SOĞUTMAK:
 Su İle Soğutma : Yangınlarda, yanıcı madde sıcaklığının tutuşma sıcaklığının altına indirilmesi temel yaklaşım olduğundan, soğutma unsuru olarak su kullanılır. Su bir taraftan boğma etkisi yaparken, diğer taraftan da yanıcı maddelerin sıcaklıklarını düşürür. Böylece yangını söndürme işlemi gerçekleştirilmiş olur.
 A sınıfı Yangınlarda Su,  B Sınıfı  Yangınlarda Su Sisi Kullanılır.
CO2 İle SoğutmaB sınıfı ve C sınıfı yangınlarda mayi CO2 kullanılır.
B-YANAN CİSMİN OKSİJENİNİ KESMEK:
Yangının oksijenle irtibatının kesilmesi veya oksijen miktarının azaltılması  prensibine dayanır. Bunu sağlamak için oksijeninin yerini alabilecek ağır gaz veya örtü etkisi yapan köpükler kullanılır.
KURU SÖNDÜRME           :  Yanan cismin üzerine halı,  toprak vs. atarak söndürmektir.
KÖPÜKLE SÖNDÜRME    : Yanan cismin üzerine toz veya sıvı köpük sıkılarak yapılan söndürmedir.  
SU İLE SÖNDÜRME          : Yanan cismin üzerine  su sıkılarak oksijen kesilir.
ALEVİ BOĞAN GAZ İLE SÖNDÜRME: NH3 - Cl2 -N2 - CO2 gibi yanıcı ve yakıcı olmayan gazlar kullanılarak yanan cismin O2 ile teması kesilir.
KİMYEVİ SIVILARLA SÖNDÜRME    :  Karbontetraklorür, kloroform, metilbromür kullanılarak çıkan boğucu gazla ateş söndürülür.
C-YANICI MADDEYİ YOK ETMEK:
Kağıt, tahta, kırpıntı, talaş, kimyevi maddeler gibi yanıcı maddelerin giderilmesi veya kontrol altına alınması gereklidir. Yanıcı maddelerin yangından uzaklaştırılması çoğu kez zor ya da imkansızdır.Ancak bazı hallerde parlayıcı maddeleri yangın sahasından uzaklaştırabilmek, hiç değilse ilişiği kesebilmektedir.
ÖRNEK: Bir yangın sahasını besleyen veya tam yangının içinde bulunan akaryakıt  iletim boru vanalarının kapatılması, yanmakta devam eden alt kısmından akaryakıtın emniyetli bir yere iletilerek yangınla ilişkisinin kesilebilmesi . . . .
D-REAKSİYON ZİNCİRİNİN KIRILMASI:
Yangın unsurlarının reaksiyona girmeleri engellenir. Bunu sağlamak için KKT veya HALON gibi kimyasal özellikli söndürücüler kullanılır.
YANGIN SINIFINA GÖRE  KULLANILACAK SÖNDÜRÜCÜLER
A TÜRÜ Yangınlarda: Küçük oranda su içeren söndürücülerin (sulu çözeltili) ya da su miktarlarının sulama ve soğutma etkileri 1 nci derecede önemlidir.
B TÜRÜ Yangınlarda: Bu yangınların söndürülmesinde ana ilke örtme ya da boğmadır. Bu tür yangınlarda CO2 li ve köpüklü yangın söndürme aygıtları etkili olur. Su, ince sprey ve sis seklinde kullanılabilir. Bu şekilde daha etkilidir.

C TÜRÜ Yangınlarda: Bu yangınlarda CO2 , kuru kimyasal madde (KKT), püskürtme halinde su (springler) kullanılır. Gaz yangınlarında en iyi yöntem gaz akımının durdurulmasıdır. Bu anında yapılamıyorsa, komşu bölge veya yüzeyleri sadece su ile spreylenmeli ve soğuk kalmaları sağlanmalıdır. Böylece gaz dışarı atılana ya da gaz akımını kontrol edip valf kapatılana kadar tutuşmalar önlenmiş olur.


D TÜRÜ Yangınlarda: Söndürülmeleri çok zor olup, genel söndürme yöntemleri ile sonuç alınamaz. Örneğin, yanmakta olan metal üzerine su püskürtülmesi metal parçacıklarının çok uzak mesafelere yayılmasına sebep olacak bir patlama meydana gelmesini sağlar.
Metal yangınlarında, daha çok sodyum klorür, sodyum bikarbonat, magnezyum oksit ya da bu maddelerin karışımı etkili olur. Su hiçbir şekilde kullanılmamalıdır. Kum sıcak metal ile reaksiyona girer ve daha çok ısı meydana gelmesine sebep olduğundan zayıf bir söndürücü olduğu belirlenmiştir.

E TÜRÜ Yangınlarda: Söndürücü olarak boğucu soğutucular kullanıldığında ısı aniden düşer, havadaki oksijen miktarı azaldığından yangın söndürülmüş olur. Gerilim altındaki elektrik tesis ve cihazlarında çıkan yangınlarda CO2 li , bikorbonat tozlu veya benzeri etkili diğer tip söndürücüler gerilim değerlerine göre  mesafeler göz önünde bulundurulmalıdır.

15         kv. a kadar gerilimli tesislerde                                             1 metre

15/35      kv. a     “               “             “                                                         2     “

35         kv. dan yukarı      “   “                                                         3     “


Yangınla mücadele dikkat edilecek hususlar

è               YANGINLA MÜCADELEDE TEMEL AMAÇ YANGIN ÖNLEME ÇALIŞMALARIDIR. ÖNLEME ÖÇALIŞMALARI YETERLİ OLARAK YAPILDIĞINDA SÖNDÜRME ÇALIŞMALARINA ZATEN GEREK KALMAYACAKTIR.
è               KARMAKARIŞIK BİR ÇALIŞMA YANGINI BÜYÜTÜR. ŞUURLU VE SİSTEMLİ BİR ÇALIŞMA  YANGININ ZAMANINDA SÖNDÜRÜLMESİNİ SAĞLAR
è               YANGIN BAŞLANGICINDA BİR YANDAN YANGINA MÜDAHALE EDERKEN, YANGININ İTFAİYE TEŞKİLATINA İHBAR EDİLMESİ ÇOK ÖNEMLİDİR.
è               SÖNDÜRME MADDESİ, YANAN CİSİM SIVI DEĞİLSE HER ZAMAN DOĞRUDAN DOĞRUYA           YANAN MADDENİN ÜSTÜNE PÜSKÜRTÜLÜR. DUMANA VEYA ALEVE PÜSKÜRTÜLMEZ. YANAN PARLAYICI BİR SIVI İSE ATEŞİN SIÇRAMASINA MANİ OLMAK İÇİN YANMAKTA           OLAN YÜZEYİN HEMEN ÜSTÜNE PÜSKÜRTÜLÜR.
è               ATEŞ, DÖŞEMEYE VEYA YERE SIÇRAMIŞSA TERCİHEN EN YAKIN YERDEN BAŞLANARAK SÖNDÜRÜLÜR. ALEV BİR DUVARI KAPLAMAYA BAŞLAMIŞSA ÖNCE DİP TARAF, SONRA YUKARI TARAF SÖNDÜRÜLÜR.

è               YANGIN ELEKTRİK KONTAĞINDAN ÇIKMIŞSA, ELEKTRİK KESİLMEDEN SU SIKILMAZ.
è               YANGIN SÖNDÜRMELERDE RÜZGAR ARKAYA ALINIR.

ŞU HUSUS HİÇBİR ZAMAN UNUTULMAMALIDIR!


ÖNLEMEK ÖDEMEKTEN DAHA İNSANİDİR, DAHA UCUZDUR.


YANGINLARIN ÇEVRESEL ETKİLERİ
Büyük Endüstriyel kazalarda bölgesel etkisi yoğun olan kirliliğin yanında, sanayi tesislerinde devamlı yakılan fosil yakıtlardan çıkan, kükürtdioksit, Karbondioksit, azot oksitleri gibi gazlar da doğanın dengesini olumsuz etkilemektedir. Karbondioksit gazının oluşturduğu sera etkisi atmosferin ortalama ısısını yükseltirken kolora Flora karbonlarla birlikte ozon tabakasının incelmesine sebep olmakta, bu ise doğrudan gelen ultraviyole ışınlarının etkisi ile insanların sağlıklarının olumsuz etkilenmesine sebep olmaktadır.
Yerden yükselen su ve sis tabakalarının yerden yükselen ısıyı tutup geri yansıtması olayı olan sera etkisi sebebi ile dünyanın ortalama ısısı bu güne kadar, 1-1,5 oC yükselmiş, bunun sonucu kutuplardaki buzullar erimeye başlamıştır. İtici olarak kullanılan klora flora karbon gazları (CFC) ozon tabakasını parçalamaktadır.
Yangınların çevresel etkisini doğru olarak algılayabilmemiz için atmosferin yapısını tanımamız gerekmektedir.
ATMOSFERİMİZİ OLUŞTURAN HAVA;
  • GAZ HALİNDEKİ ATOM, İYON VE MOLEKÜLLERDEN YAPILMIŞTIR.
  • HAVADA; %78 AZOT %20.8 OKSİJEN %1.2 KARBONDİOKSİT, HİDROJEN,ARGON, NEON ,KRİPTON VB. VARDIR
  • HAVASIZ KALIRSAK;
  • 2-3 DAKİKA SONRA BAYGINLIK GELİR
  • 5-8 DAKİKA SONRA ÖLÜM
  • HAVA IŞIK KAYNAĞIDIR.
  • Hava olmasaydı güneşten gelen ışınlar dünyamızı aydınlatamazdı. Sadece ışınların çarptığı dünya yüzeyi aydınlık olur, az yukarısı olan atmosfer karanlık olurdu.
  • HAVA OLMASAYDI SESLERİ DUYAMAZDIK.
  • Ses bir titreşim olayıdır.Ses dalgaları moleküllerin titreşimi ile yayılır. Hava molekülleri olmasaydı ses iletişimini sağlayamazdık.
  • Hava molekülleri sesleri öyle iletir ki, hiçbiri diğerine karışmaz. Aynı anda motorun gürültüsü ile kanarya sesini  özelliklerini hiç kaybetmeden duyabiliriz.
ATMOSFERİMİZİ OLUŞTURAN GAZLAR;
AZOT; %78.1Havadaki oksijenin yoğunluğunu hafifletir.Havayı teneffüs edilebilir hale getirir.
  • Havadaki azot çeşitli yollarla toprağa geçer. Toprakta mikroorganizmalarca tutulan azot oradan bitkilere geçerek temel gıdalarımız olan proteinlerin oluşmasını sağlar.
  • Havadaki azot bitkiler için gübre bizim için protein kaynağıdır.
  • Teknolojinin gelişmesi ile gübre suni olarak üretiliyor ancak doğal dengeyi bozarak zararlı boyutlara ulaşıyor.
KARBONDİOKSİT; ,3
  • Karbondioksit bitkilerin yaprağından girer kökten gelen su ile güneş ışığı altında bileşerek (fotosentez) glikoz ve oksijeni oluşturur.
  • Glikoz bütün organlara ait hücrelerin çalışması için gereklidir.Glikozun yakılması ile oluşan enerji hayatın  devamını sağlar.
  • Buradaki enerji aslında güneş enerjisinin şeker molekülündeki karbon atomları arasında bağ enerjisi olarak depolanmış halidir.
  • Demek ki , hayatımızın devamını sağlayan enerji aslında güneş enerjisidir ve hava ile bize ulaşmaktadır.
ATMOSFERDEKİ BASINÇ
  • Havadaki gazlar cm2 başına yaklaşık 1kg kuvvetle basınç uygular
  • Bu basıncın %1 bile değişmesi düzeni alt üst eder ve şiddetli fırtınalar, tayfunlar meydana gelebilir.
  • Yukarıya doğru yükseldikçe basıncın düşmesinin sebebi gazların seyrekleşmesindendir. Ters orantılı olarak, yükseklere çıkan birinin içindeki sıvı (kan) basıncı artarak çok yükseklerde neredeyse kaynayıp buharlaşacak hale gelir.
  • Bir insan vücudu yaklaşık 15 ton havanın basıncı altındadır.
ATMOSFERİN KATLARI
Troposfer
Yere yakın kısmında yağmur, kar,rüzgar gibi atmosferik olaylar oluşur.Okyanusların suyu, nem ısı bu kısımlarda diğer yerlere taşınır.
Isı, ışık, ses ve radyo dalgaları ve benzeri tüm iletişimler kusursuz olarak sağlanır. Tohumların çiçek tozlarının seyahati, çöl kumlarının kıtalararası yolculuğu hep bu katmanda olur.
Ekvator bölgesinin daha fazla ısı alması hava akımlarının oluşmasını ve iletişimi sağlar.
Yerden yükseldikçe ısı her 100m de 0,61oC  düşer.Buhar tabakası yükseldikçe soğuk havayla temas edince yağmur, daha soğuyunca kar taneleri olarak yere düşer.
Strotosfer
Bu tabakada ısı tekrar yükselir. Yüksek enerjili ve tehlikeli ışınlar burada  yakalanarak aşağıya geçirilmez.Güneş ışınlarının zararlılarını filtre eden ozon tabakası buradadır.Güneşten gelen ultraviyole ışınları oksijenin ozona dönüştürülmesinde kullanılarak burada yakalanır. Kısa dalga boylu enerjisi yüksek olan bu ışınlar yakalanmazsa canlılardaki DNA moleküllerindeki bağı koparıp genetik yapıyı bozacak güçtedir.Ayrıca bu ışınlar tutulmadan yeryüzüne ulaşsaydı dünyanın ısısı yükselirdi. Ortalama ısının 10oC artması bitkilerin özsuyunu, hayvanların kanını kaynatmaya yeterdi.
Mezosfer
Bu tabaka dünyamızın kalkanıdır.Uzay boşluğundan dünyanın çekimine kapılıp atmosfere giren göktaşları  bu tabakada yanarak toz haline gelir.Burada göktaşlarının yanmasından oluşan tozlar yeryüzüne yavaş ve yumuşak bir şekilde inerken,  bulutların oluşması ve yağmurun yağabilmesi için gerekli olan  tohum vazifesini görürler.
İyonosfer
  • Burada bulunan atom ve moleküller nötr halde değildir.
  • İyonlaşmış, yani elektron vererek veya alarak elektrikle yüklenmiş haldedir.
  • Bu tabaka atmosferin iyonlardan yapılmış aynası gibidir. Yerden yükselen elektromanyetik dalgalar bu tabakaya çarparak tekrar dünya yüzeyine yansır. Bu şekilde radyo televizyon ve telsiz sinyallerini alabiliriz.
Ekzosfer
  • Burada hava yoğunluğu iyice azalır.
  • Sürtünme yok denecek kadar azdır.
  • Sıcaklık kavramı bilinen anlamını yitirir
  • Suni uyduların çoğu bu tabakaya yerleştirilir.
  • Manyetik kalkan oluşturan tabaka burada oluşmaya başlar.
Manyetosfer
  • Manyetik yoğunlukların meydana getirdiği iç içe esrarengiz kuşaklardır.
  • Dünyanın merkezindeki sıcak sıvı demir ve nikelin oluşumunda etkili olduğu sanılmaktadır.
  • Bu kuşaklar uzaydan gelen ve bazen atom bombası kadar tehlikeli olabilen tehlikeli kozmik ışınları ve yüklü parçacıkları yakalamaktadır.
Uzay boşluğunu sürekli bombalayan kozmik ışınlar ve güneşin elektron yüklü rüzgarları bu kuşakta yakalanarak frenlenir
ATMOSFERDEKİ GAZLARIN ÖZELLİKLERİ-ETKİLERİ VE ETKİLENMELERİ’NE BİR ÖRNEK;
AZOT(N2) ve Bileşikleri:
Renksiz kokusuz , tatsız inert bir gazdır. KN.-195oC, Ergime Nok.-210oC tır. Sıvı halde renksizdir. Su ve alkolde çözünür. Havada %79 oranında bulunur.
Kullanıldığı Yerler:Nitrik asit, amonyak, siyanamişd, siyanid, ve metal nitrürleri ,azotlu gübre üretiminde, labaratuvarlarda, sıvı halde soğutucularda kullanılır.
Vücuda Etki tarzı:Solunum yolu ile basit boğucu etkisi yapar. Basınçlı hava ile çalışılan ortamlarda dekomprasyon uygun yapılmaz ise azot habbecikleri dalgıç hastalığı yapar.  
NOx KAYNAKLARI;
Kömür, petrol gibi fosil yakıtların yakılması ve orman yangınları, araçların egzos boruları, fabrika bacaları, azot oksitleri oluşturur.
NO yer seviyesinde Ozonla birleşir NO2 oluşturur.

NO  +  O3 ------------------- NO2  +  O2
    (s)        (g)

NO tekrar soluduğumuz hava oksijeni ile  O3 yapar

NO2  +Güneş ışığı----------NO    +   O

O     +    O2   ---------------- O3
  (g)            (g)
Yer seviyesindeki ve stratosferdeki koruyucu ozon tabakasından farklı olan bu ozon zararlıdır.
NO bu ozonla tekrar NO  + O3-------------- NO2  +  O2    yi oluşturur.
                                                                    +              -
NO2  +  H2O  -------------------------------H   +  NO3           nitratı oluşturur.
       (s)          (s)
Daha sonra ;
                                                                                                                                                                                                       -           +NO3   +H2O   -----------------------------HNO3   +  H   oluşturur ve   asit yağmuruna dönüşür.

Asit yağmurları canlılara ve bitki örtüsüne zararlıdır.

Toprakta normalde çözünür olmayan mineralleri ve bileşikleri çözerek, çözünmüş tuzlar ve aliminyum tuzlarının bitki köklerini çürütmesini sağlar.                 
Nox ler solunduğunda akciğerlerde aside dönüşür ve insanlara doğrudan zarar verebilir.
Bu şekilde asitli olan sular bebeklerde mavi bebek hastalığı denen hastalığa sebep olur.
NO sürekli alındığında, kanser, şeker hastalığı ve  sinir hücresi tahribatına yol açabilir.
Tıpta NO, enfekte edilmiş ve kanser olabilecek hücreleri parçalamakta makrofaj hücreler tarafından kullanılır.
Kan damarlarının iç cidarlarındaki hücreler tarafından NO salgılanarak damarların gevşemesi ve tansiyonun düzenlenmesine yardımcı olunur.


PARLAYICI PATLAYICI MADDELER

PARLAMA




TANIMLAR:
Parlama:
Parlayıcı maddelerin yanma limitleri içinde  hava ile karışım oluşturmaları ve, bu karışımın tutuşma noktası üzerinde bir tutuşturucu etkenle teması sonucu yanması olayı.
Parlayıcı madde:
Normal şartlar altında buharlaşabilen veya gaz halinde bulunan ve tutuşma noktası düşük olan madde.
Parlayıcı Maddelerin Sınıflandırılması:
1.Sınıf Parlayıcılar:
Tutuşma sıcaklığı 38oC ın altında olan parlayıcılardır. 3 ana gruba ayrılır.
-          Şiddetli Parlayıcılar: Tutuşma sıcaklığı  0oC ın , kaynama noktası 35oC ın altında olan maddeler.
-          Çok Parlayıcılar:Tutuşma sıcaklığı 0-21oC  arasında olan maddelerdir.
-          Parlayıcılar: Tutuşma sıcaklığı 21-38oC arasında olan maddeler.
2. Sınıf Parlayıcılar:
Tutuşma sıcaklığı 38oC ile 60oC arasında olan maddelerdir
-          Yanıcı Maddeler:Tutuşma sıcaklığı 60oC ile 94oC arasında olan maddelerdir.
Daha farklı kriterlerle de sınıflandırma yapılabilir.
Not:Sıvılar kaynama sıcaklıklarına kadar ısıtılınca uçuculuk özellikleri artar ve daha çabuk buharlaşarak diğer sınıf parlayıcıların özelliklerine ulaşabilirler.
Parlama Noktası:
Yanma özelliği olan sıvıların parlamaya hazır bir buhar tabakası oluşturabilecekleri en düşük ısı derecesi.
Alt Yanma Sınırı:
Buhar tabakasının parlayabilmesi için hava ile oranı bakımından olması gereken en düşük miktar.
Üst yanma Sınırı:
Buhar tabakasının parlayabilmesi için hava ile oranı bakımından olması gereken en yüksek miktar.




Parlayıcı Maddelere Örnekler:
Sıvılar                                    Katılar                                                Gazlar                       .

Aseton                                               Fosfor penta klorür                         Asetilen

Benzen                                   Zirkon                                                Metan
Hegzan                                   magnezyum                                        Etan
Toluen                                   Betanaftilansin                                               Propan
Ksilen                                    Karpit                                                  Flor
Kaarbon Sülfür                                                                                 Hidrojen
Metil Alkol
Benzin
Patlama: İdeal karışımda tutuşan parlayıcı maddenin çok hızlı ve kontrol edilemeyen enerji açığa çıkarmasıdır. Patlama şiddeti olayın gerçekleştiği mekanın kapalılık durumu ile doğru orantılıdır.
Patlama şiddeti ayrıca , parlayıcı maddenin cinsi ,miktarı , uygun karışım özellikleri ile de doğru orantılıdır.
Detanasyon Hızı. Patlama basıncının yayılma hızı.
Tahrip Gücü:Patlayıcı maddenin konsantrasyonu, parlama sonucu ortaya çıkardığı enerji, ve detanasyon hızının oluşturduğu güç.

Detanasyon Hızına Göre Patlayıcı Maddeleri  3 ana Grupta  Toplayabiliriz.
Düşük Detanasyon hızına sahip maddeler;

Metal tozları                          Diğer tozlar                           Buharlar

Bakır                                      Karbon tozu                           1-2 di klor etan
Kurşun                                               Kahve
Antimuan                               Grafit
Demir                                     deri, Çay
Orta Detanasyon Hızına Sahip maddeler;
Metal Tozları            Tahıl Tozları       Plastit tozu           Diğer Tozlar
Magnezyum                Un,Prinç              Polietilen               Linyit tozu
Çinko                          Soya fasulyesi      Polistiren               Keten tozu
Kalay                          Baharatlar,           Selüloz asetat        Silikon
                                   Nişasta                                                           Kükürt

Yüksek detanasyon hızına sahip maddeler;
Metal Tozları                                      Buhar ve Gazlar
Magnezyum                                       Hidrokarbonlar, benzin
Aliminyum alaşımları                         Eterler, Alkoller,
Metal Hidrürler                                  Asetilen, Karbon sülfür
                                                           Hidrojen

Özel amaçlı patlayıcılar üretilirken bu özellikler dikkate alınarak uygun karışımlar yapılır.  Mesela, dinamit çeşitleri için karbonlu yanıcı madde, amonyum nitrat ve sodyum nitrat karışımları üzerine ve/veya etilen glikol dinitrat emdirilir.                                                                                          

Patlama olayını patlayan maddenin cinsine göre 5 ana grupta inceleyebiliriz.

                                               patlama

 

 



Gaz Patlamaları             Toz Patlamaları            Katı madde patlamaları

 


            Basınç patlamaları                                  Kimyasal madde patlamaları
                                Metalik Toz      Organik Toz     

Katı Madde Patlayıcıları; Durağan (Stabil) olmaları, genellikle özel amaçlı üretilmeleri, doğal olarak yaygın halde bulunmamaları sebebi ile genellikle kontrollü olarak patlatılırlar. Çok nadir olarak ve büyük ihmaller sonucu kazara patlarlar.
Toz Patlamaları’nın oluşması için ise spesifik özel şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. En çok toz patlamalarına gıda sektöründe rastlanmaktadır.
Sıvı Maddeler; bu sınıflandırmaya dahil edilmemiştir. Sıvı maddeler ancak gazlaşmaları halinde buharları parlayabilir. Sıvı içerisinde oksijen bulunmadığından sıvı halde parlama olmaz  bu itibarla parlayıcı sıvılar gaz patlamaları ile birlikte değerlendirilmiştir.
Kimyasal Madde Patlamaları ise, genellikle kimyasal reaksiyonlar ile başlarlar. Gerek kullanılan hammaddelerin, gerekse yarı mamul ve mamul maddelerin depolanması, taşınması ve kullanım safhasında istenmeyen bir şekilde farklı kimyasallarla karşılaşılması ve ya farklı ortamlarda bulunması, oluşabilecek reaksiyonlar sonucu bazen vahim olaylara sebep olmaktadır.
Basınç Patlamalarına sebep olan Basınçlı kaplar ve sistemler küçük büyük sanayinin her çeşidinde değişik boyutlarda bulunan sistemlerdir. İçlerinde zaman, zaman parlayıcı, patlayıcı gaz ve buharlarda bulundurulan bu sistemler, sadece hava veya su, ya da su buharı da ihtiva etseler patlama riski taşırlar.
Basınç altındaki sistemlerde, basınç  sebebiyle patlama riski içlerinde sıvı veya gaz bulunması ile ilgilidir. İçinde gaz bulunmayan, tamamen sıvı dolu olan kaplarda aşırı basınç oluşsa bile , kabın basınç direnci aşıldığında kapta yırtılma ile basınç boşalması olur. Ancak kapta gaz bulunması halinde durum oldukça farklıdır. Bu durumda kabın basınç direnci aşıldığında uygulanan fazla basınçla doğru orantılı olan şiddette bir patlama meydana gelir.
GAZ PATLAMALARI
Parlayıcı sıvılar ve gazlar genellikle ham petrolden elde edilen veya  doğal olarak çıkarılan hidrokarbonlardan oluşmaktadır. Parlayıcı sıvı ve gazları oluşturan Hidrokarbonlar serisi genel özellikleri aşağıda verilmiştir.

 



Hidrokarbonlar Serisi

Madde adı                  Formül                        Kaynama nok.           Tabii hali.                                                                                                                                  
Metan
CH4
-162 oC
Doğal gaz
Etan
C2H6
-89 oC
    “        “
Propan
C3H8
-42 oC
SPG  (LPG)
İzobütan
C4H10
-12 oC
   “            “
Bütan
C4H10
-0.5 oC
   “            “
Pentan
C5H12
+36 0C
Benzin Grubu
Hegzan
C6H14
+68.9 oC
   “             “
Heptan
C7H16
+......
Diğer
Oktan
C8H18
+......
    “  
Nonan
C9H20
+.....
     “ 
Dekan
C10H22
+......
      “

Yukarıdaki tablodan anlaşılacağı üzere ham petrol damıtılmasından ilk elde edilen veya doğrudan yeraltından çıkarılan) metan gazı en düşük sıcaklıkta buharlaşan, havadan en hafif olan gazdır. Hidrokarbonlar sıralamasında aşağıya doğru gittikçe  kaynama noktaları yükselmekte, özgül ağırlıklar artmakta, buna karşılık  tutuşma aralıkları daralmaktadır. Bu sıralamanın devamında motorin, kalorifer yakıtı, ve madeni yağlar gelmektedir.
PARLAMA-PATLAMA TEHLİKESİNİN KAYNAKLARI
Yanıcı, parlayıcı, patlayıcı maddeler ;
İşletmede yanıcı gazlar, sıvılar veya tozlar üretiliyorsa, depolanıyorsa veya işleniyorsa ve bu arada gaz, buhar, toz gibi parlayıcı karışımlar oluşuyorsa ortamda parlama, patlama tehlikesi vardır.
Patlayıcı karışım;
Eğer yanıcı gaz, buhar ve tozlar bir kıvılcım sonucu tutuştuğunda kendiliğinden alev oluşumu sağlayacak miktarda bulunuyorsa bu bir patlayıcı karışımdır. Bazı yakıtların yanma özellikleri aşağıda verilmiştir.
PATLAMA NASIL OLUŞUR ?
Aynı anda ve aynı yerde ;
·         Yeterli miktarda ve uygun dağılımda yanıcı malzeme (gaz, buhar, toz) bulunuyorsa,
·         Yanma için yeterli oksijen veya hava varsa,
·         Etkili bir kıvılcım kaynağı varsa,
·         PARLAMA-PATLAMA OLUŞUR.
ETKİLİ ATEŞLEME KAYNAKLARI ;
·         Sıcak yüzeyler, açık alev, ateş, kor,
·         Mekanik ya da elektrik kaynaklı kıvılcımlar,
·         Elektro statik boşalmalar.
ETKİLİ ATEŞLEME KAYNAKLARIDIR.
ELEKTROSTATİK YÜK OLUŞUMU VE BOŞALMASI
·         İletken olmayan bir vasıta ile bir sıvının yüksek hızla bir tanka boşaltılması, yüklenmiş sıvı yüzeyinin iletken bir sivri uca yaklaşması,
·         Toz malzemenin büyük kap veya silolara doldurulması, bu esnada statik yükle yüklenmiş toz yüzeyine iletken bir kapla (mesela numune almak için) yaklaşılması.
·         Toz malzemenin pnomatik naklinin izole boru içinde yapılması,
·         Sıvının iletken olmayan boruda hızla nakli,
·         İletken olmayan nakil bant ve kayışlarının hızla dönmesi,
·         Yukarıdaki şekillerden her hangi biri ile yüklenmiş sisteme sivri uçlu bir iletkenle yaklaşılması.

             STATİK ELEKTRİK OLUŞUMU VE BOŞALMASINA SEBEP OLUR .


STATİK ELEKTRİĞİN EMNİYETLE BOŞALMASI
Statik elektrik biriken yerde  yeterli iletkenlikte bir toprak bağlantısı varsa , yük tehlikesizce toprağa boşalır.
Topraklama iletkeni yeterli hızla yükü toprağa boşaltmazsa, yük birikimi giderek artar ve yeterli güce ulaştığında kıvılcım atlaması şeklinde boşalma olur.

PARLAMA VE PATLAMAYI ÖNLEMEK İÇİN
1-Sızıntıyı Önle:
            -Uygun tesisat kurulması ile,
            -Devamlı kontrol ve basınç testi ile ,
            -Boru donanımının kontrolü ile,
            Otomatik kesiciler(Basınç ayarlı çekvalfler) ile
            Dedektörler ile.
2-Hava ve/veya Oksijen ile uygun karışımı önle;
            -Mümkünse açık havada çalış,
            -Zemin seviyesi altında çukurlar olmasın,
            -Uygun tabi ve suni aspirasyon kullan,
-Gerekirse dedöktör kontrollü otomatik aspirasyon kur,
3-Isı kaynağı ile karşılaşmasını önle,
            -Açık alev
- (Sigara ,çakmak,girişi) yasakla,
-Isınma sistemini açık alevle yapma,
            -Isıl çalışmalar izne bağlı olsun,
            -Kıvılcım çıkaran malzeme kullanma,
            Elektrik:
                        -Uygun tesisat,
                        -Expruf armatür,
                        -Topraklama,
                        Statik Elektrik;
                        -Tüm meteal kısımları toprakla,
                        -Mümkünse zemin antistatik olsun,
                        -Tesise girişte nötralizatör koy.
4-Personelin eğitimi: MUTLAKA.....

ACİL DURUM ÇALIŞMALARI
İşyerlerinde yangın ve parlamalara karşı her türlü önlemi almış olmak yine de tedbirsiz olayı gerektirmez. Önleme çalışmalarının yetersiz olması veya işyeri dışındaki sebeplerden kaynaklanan olası tehlike durumlarında tehlikenin erken tespiti, kontrol altına alınması, bertaraf edilmesi, kısacası tehlikenin en az zararla ve hasarla atlatılması için hazırlıklı olunması gerekmektedir.
İşyerlerindeki acil durum çalışmalarının bir sistem dahilinde, belirli bir plan ve programa göre yürütülmesi esastır. Eğer işyerinde uygulanan bir yönetim sistemi var ise bu sistem dahilinde , yok ise işyerinin özelliklerine göre ve gerekirse uzman desteği alınarak  en azından aşağıdaki çalışmaların yapılması gerekir.
Acil durumların belirlenmesi;
            Yasal mevzuat
            Faaliyet alanı
            Kullanılan hammaddeler
            Üretim teknolojisi
            Personelin eğitim durumu
            Çevresel faktörler
Önlemlerin belirlenmesi
Ekiplerin oluşturulması
Eğitim
Uygulama
Gözden geçirme, güncelleme, iyileştirme
1-Acil Durumların Belirlenmesi;
İşyerlerinde acil durumların belirlenmesinde işyerinin bulunduğu ülkedeki yasal mevzuat temel alınmak üzere, işyerinin faaliyet alanı, işyerinde kullanılan hammaddeler, personelin eğitim durumu ve çevresel faktörler dikkate alınmalıdır.
Yasal Mevzuat;İşyerinin bulunduğu iş koluna göre ülkede mevcut olan yasal mevzuat zaten uyulması zorunlu olan asgari şartları belirlemektedir. Buna rağmen gelişen teknolojiye göre yasal mevzuat geri kalmış olabilir. Bu durumda yine de yasal mevzuata ters düşmeden gerekli teknolojik önlemler alınmalı, bu arada yasal mevzuatın değiştirilmesi için gerekli girişimlerde bulunulmalıdır. Ülkelerin yasal mevzuatları ülke şartlarını da dikkate alınarak yapıldığından bazen işyerleri için istenen seviyede güvenlik sağlayıcı olmayabilir. Yasal mevzuatta belirtilmese bile teknolojinin gerektirdiği önlemlerin alınması daha doğru bir yaklaşım olur.İşyerlerinde yangına karşı alınacak önlemleri belirleyen birden çok yasal mevzuat mevcut olmakla birlikte en belirleyici olanı 27.07.2002 tarihinde yürürlüğe giren “Binaların Yangından korunması Hakkında Yönetmelik” tir. Anılan yönetmelikte acil durum ve ekiplere ilişkin tanımlar aşağıdaki şekilde yapılmıştır.
Acil Durum: Afet olarak değerlendirilen olaylar ve dikkatsizlik, tedbirsizlik, ihmal, kasıt ve çeşitli amaçlarla meydana getirilen olayların tümünün yol açtığı hallerdir.
Acil Durum Planları: Acil durum gerektiren olaylarda yapılacak, müdahale, koruma, arama-kurtarma ve ilkyardım konularının nasıl ve kimler tarafından yapılacağını gösteren ve acil durum öncesinde hazırlanması gereken planlardır.
Faaliyet alanı; İşyerinin faaliyet gösterdiği alan ve iş kolu genelde işyerinde olası tehlikelerin de belirleyicisidir. Sektörde bu güne kadar meydana gelen olaylar, olayların tipi sıklığı gibi unsurlar işyerinde yürütülecek acil durum çalışmalarında dikkate alınmalıdır.
Kullanılan Hammaddeler; İşyerinde kullanılan hammaddeler, üretilen mamul ve yarı mamul maddeler ile bu maddelerin kimyasal ve fiziksel özellikleri işyerinde olası muhtemel tehlikelerin de büyük ölçüde belirleyicisidir. İşyerinde kullanılan tüm girdileri ve çıktıların özelliklerinin listelenmesi, risklerinin ve alınabilecek önlemlerin belirlenmesi acil durum çalışmalarının da belirleyici unsurları arasındadır.
Üretim teknolojisi kullanılan hammaddeler ve personelin eğitim durumu ile beraber tehlikelerin kontrolünde önemli unsurdur. Teknoloji sürekli gelişmekte eskiden çok daha tehlikeli olan teknolojilerin yerine daha az tehlikeli veya tam emniyetli yeni teknolojiler geliştirilmektedir. Gelişmelerin aktüel olarak izlenmesi ve üretim teknolojisine yansıtılmasının için oluşturulacak sistem tehlikelerin belirlenmesi, önlenmesi ve acil durumların kontrolü açısından önemli katkısı olacaktır.
Çevresel faktörler; Genel olarak işyerinin kontrolünde olmayan ama meydana geldiklerinde işyeri içinde tehlike oluşturabilecek unsurlardır. Bu unsurlar, işyerinin bulunduğu coğrafi özelliklere göre olabilecek doğal afetlerden işyeri çevresindeki diğer işyeri ve yapılanmalardan gelecek tehlikelere hatta terör olaylarına kadar oldukça geniş bir yelpazeyi kapsar. İşyerlerindeki acil durum çalışmaları yapılırken tüm bu hususlar dikkate alınmalıdır. Genellikle doğal afetler olarak adlandırılan, deprem, sel, fırtına gibi olaylar gelişen teknoloji ile artık mazeret  olmaktan çıkmıştır. Bunların önceden bilinmesi, muhtemel olayların belirlenmesi ve ona göre önlemlerin alınması gereklidir.
2-Önlemlerin Belirlenmesi; Tüm bu faktörler dikkate alınarak önlemler belirlenmeli, bir sistem dahilinde kontrol altına alınmalıdır.Önlemler belirlenirken belirlenen tehlikelerin kaynakları, nedenleri ve giderilmesi usul ve esasları araştırılmalı, belirlenen önlemlerin uygulanabilir olmasına dikkat edilmelidir.Önlemlerin belirlenmesi aşamasında işyerindeki risk bölgeleri açıkça tanımlanmalı , emniyetli bir toplanma alanı tespit edilmelidir. İşyerindeki risk bölgeleri belirlenirken “Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Çalışanların Korunması Hakkında Yönetmelik”te belirtilen bölge tanım kriterlerine uyulmalıdır. Buna göre bölgeler;
Bölge 0: Gaz, buhar ve sis halindeki parlayıcı maddelerin hava ile karışımından oluşan patlayıcı ortamın sürekli olarak veya uzun süre yada sık sık oluştuğu yerler.
Bölge 1: Gaz, buhar ve sis halindeki parlayıcı maddelerin hava ile karışımından oluşan patlayıcı ortamın normal çalışma koşullarında ara sıra meydana gelme ihtimali olan yerler.

Bölge 2: Gaz, buhar ve sis halindeki parlayıcı maddelerin hava ile karışımından oluşan patlayıcı ortam oluşturma ihtimali olmayan yerler ya da böyle bir ihtimal olsa bile parlayıcı ortamın çok kısa süre kalıcı olduğu yerler.
Bölge 20 : Havada bulut halinde bulunan yanıcı tozların, sürekli olarak veya uzun süreli yada sık sık patlayıcı ortam oluşturabileceğe yerler.
Bölge 21 : Normal çalışma koşullarında, havada bulut halinde bulunan yanıcı tozların ara sıra patlayıcı ortam oluşturabileceği yerler.
Bölge 22 :  Normal çalışma koşullarında, havada bulut halinde bulunan yanıcı tozların patlayıcı ortam oluşturma ihtimali bulunmayan ancak böyle bir ihtimal olsa bile bunun yalnızca çok kısa bir süre için geçerli olduğu yerler.
Not:Tabaka veya yığın halinde yanıcı tozların bulunduğu yerler de, patlayıcı ortam oluşturabilecek bir kaynak olarak dikkate alınmalıdır.
3-Ekiplerin Oluşturulması; İşyerindeki muhtemel tehlikeleri olası acil durumlar ve önlemleri belirlendikten sonra acil durumlarda görev yapacak personelin belirlenmesi çalışmaların doğru sonuçlanması için önemli bir adımdır. “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik”te acil durumlar için oluşturulması gereken ekipler belirtilmiştir.
Acil Durum Ekibi: Yangın, deprem ve benzeri afetlerde binada bulunanların tahliyesini sağlayan, olaya ilk müdahaleyi yapan, arama-kurtarma ve söndürme olaylarına katılan ekiptir.
Buna göre ; İşyerinin büyüklüğü, ve işyerindeki tehlikeler dikkate alınarak en az ;
            -Söndürme Ekibi,
            -Kurtarma Ekibi,
            -Koruma Ekibi,
            -İlkyardım Ekibi,
olmak üzere acil durum ekipleri oluşturulmalı, ekiplerin görev yerleri ve yapacakları işler açıkça tanımlanmalı, kritik noktalardaki personelin yedekleri görevlendirilmelidir.
4-Eğitim; İşyerinde oluşturulan acil durum ekipleri görev konu ve alanlarına gerekli eğitimlerden geçirilmeli, eğitimler bilgilendirme aşamasının ötesinde davranış değişikliği kazandırmaya yönelik olmalıdır.
5-Uygulama;İşyerinde acil durum çalışmaları tamamlandıktan sonra herhangi bir olayın olması beklenmeden, işyerinin özelliğine ve tehlikelerin büyüklüğüne göre belirlenen sıklıkta  acil durum tatbikat ve deneme çalışmaları yapılmalı, bu çalışmalarda aksayan yönler belirlenerek yeni önlemler alınmalı ve iyileştirme gayreti içinde olunmalıdır.
6-Gözden geçirme, güncelleştirme, iyileştirme; işyerinde yapılan acil durum tatbikat ve deneme sonuçları ile teknolojik ve yönetim sistemleri gelişmeleri de dikkate alınarak acil durum planları gözden geçirilmeli güncelleme ve iyileştirme çalışmaları yapılmalıdır.







YANGINLA MÜCADELEDE 4 ALTIN ÖĞÜT



1- YANGIN, DOĞAL AFETLER DIŞINDA, GENELDE İNSAN HATASINDAN DOLAYI MEYDANA GELİR.

2- YANGINI ÖNLEMEK, SÖNDÜRMEKTEN DAHA KOLAYDIR VE RİSK TAŞIMAZ.

3- YANGINI ÖNLEMEK, BİR VEYA BİRKAÇ KİŞİNİN GÖREV VE SORUMLULUĞU DEĞİL, TÜM İNSANLARIN GÖREVİDİR. YANGINI SÖNDÜRMEK İSE BU KONUDA EĞİTİLMİŞ İNSANLARIN GÖREVİDİR.

4- YANGIN CAN VE MAL DÜŞMANIDIR. ANCAK, YANGIN ANINDA İNSANA EN BÜYÜK DÜŞMAN, PANİK VE MANTIKSIZ HAREKETTİR.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder